22. Hukuk Dairesi 2013/37544 E. , 2015/11626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili alacağı ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 13.02.2005-15.05.2009 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde kesintisiz olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, davalıya ait tarlalarda çalışan müvekkilinin çalışmasının da kuruma bildirilmediğini, müvekkilinin haftanın yedi günü 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, sadece kurban bayramlarında iki gün izin kullandığını, bunun dışındaki bütün resmi tatil ve bayramlarda çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde çalıştığını iddia ettiği dönemde başka bir işveren nezdinde çalıştığını, bu işlerinde 12.11.2008 tarihinde çıkışının verildiğini, davacının müvekkili nezdinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, alacaklarını zamanaşımına uğradığını ve husumet itirazında bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak,yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, elli"den az işçi çalıştırılan (elli dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışıyor ise bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.
Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde elli dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı maddede ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
1.Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,
2.Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,
3.Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde,
4.Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde çalışanların iş kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler 4857 sayılı Kanun"a tabidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanması asıldır.
Somut olayda davacının iddiasına göre davalıya ait tarlalarda işçi olarak çalıştığı ve çalışan kişi sayısının elli ve daha fazla olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan değerlendirmeler ışığında davacının tarım işçisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İş mahkemesi görevli değildir. Dosya hakkında görevsizlik kararı verilerek genel görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yargılama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.