Esas No: 2022/1172
Karar No: 2022/2890
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1172 Esas 2022/2890 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/1172 E. , 2022/2890 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılar ile imzalanan muvafakat senedi başlıklı sözleşmeyle o dönemde paydaşı olduğu ve üzerinde 2 katlı evin bulunduğu 167 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde 1 adet brüt 149,9 m2, 1 adet 118,5 m2 olmak üzere toplam 262,4 m2 alanlı konut yapılması yönünde anlaşmaya varıldığını, anlaşma hükümlerine göre taşınmazın 01.08.2007 tarihinde tapuda TOKİ adına tescil edildiğini, sözleşmenin imzalanmasından bu yana uzun zaman geçtiği ve inşaatların tamamlandığı halde davalıların sözleşme koşullarını yerine getirmediklerini, enkaz bedelinin dahi başvurudan sonra ödendiğini, yaptırılan tespit dosyasında taşınmazın kamulaştırılarak TOKİ adına tescil edildiğini, noterlikçe yapılan kurada adına çıkan iki daire almaya hak kazandığını, taahhüt edilen dairelerin aylık net kira gelirinin toplam 1.600,00TL olarak belirlendiğini, belediyece aylık 300,00 TL kira yardımı yapıldığını, bu bedelin mahsubu ile aylık kira kaybının 1.300,00TL olduğunu, taşınmazın teslim tarihinin en geç TKHK'nun 7. maddesi uyarınca 30 ay olduğunu, 1.8.2007 tarihinden 30 ay geçtikten sonra 1.4.2010 tarihinde konutların teslim edilmiş olması gerektiğini, ancak teslimin yapılmadığını, toplam 31.200,00 TL kira bedelinden mahrum kaldığını, davalılarca enkaz bedeli olarak ise 16.688,84 TL'nin 20.10.2011 tarihinde ödendiğini, taşınmazın Toki'ye teslim edildiği tarih ile enkaz bedelinin ödendiği tarih arasında işleyen gecikme faizinin 5.823,71 TL olduğunu, fazla ödenen miktarın mahsubu ile 4.251,57 TL gecikme faizi alacağının bulunduğunu ileri sürerek; 31.200,00 TL kira alacağının temerrüt tarihinden
itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, enkaz bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı 4.251,57 TL faiz alacağının tahsiline, projenin tamamına göre davacının kendisine düşen bölümler dışındaki konut ve ticari alanlarda hak sahibi olduğunun ve oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 2015/42624 E. 2018/6398 K. sayılı kararı ile hüküm bozulmuş olup; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu kez taraf vekillerince karar temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair, davalıların ise tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki dava ile toplu konut ve kentsel dönüşüm kapsamında kendi uhdesine düşecek bağımsız bölümlerin makul süre içinde teslim edilmemesi nedeniyle mahrum kaldığı kira alacağı ve enkaz bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının tahsili ile ortak alanlarda hak sahibi olduğunun tespitini istemiştir. Davalı Belediye Başkanlığı ile diğer davalı TOKİ arasında 06.02.2006 tarihinde davaya konu taşınmazın bulunduğu ... mahallesinde bulunan çarpık yapılaşmanın kentsel yapıya dönüştürülmesine ilişkin protokol imzalandığı, davalı ... ile davacı arasında tarihsiz muvafakat senedi imzalandığı ve 01.08.2007 tarihinde taşınmazın muvafakat senedi doğrultusunda davalı TOKİ'ye devredildiği, davacı ve davalı ... arasında düzenlenen muvafakat senedi içeriğinde işe başlama ve bağımsız bölümleri davacıya teslim etme sürelerine ilişkin herhangi bir şartın kararlaştırılmadığı, teslim süresinin kararlaştırılmadığı, teslim süresini belirleme yetkisinin davalıya tanındığı, dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı, seçimlik haklarından “aynen ifa ve gecikmeden dolayı tazminat” isteme hakkını kullanmış ve eldeki dava ile bağımsız bölümlerin tesliminin gerektiği tarihten itibaren her ay için rayiç kira bedeli kadar tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece verilen 17.11.2014 tarihli 2013/160 E. 2014/336 K. sayılı karar ile, taraflar arasında imzalanan muvafakat senedine göre teslim için bir süre öngörülmediği, projenin kapsamı, diğer hissedarların tapu devir süreci gözetildiğinde teslim için makul bir sürenin belirlenemeyeceği, davalı belediyenin kira yardımı yaptığı gerekçe gösterilmek suretiyle davacının kira tazminatı talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 2015/42624 E. 2018/6398 K. sayılı kararı ile "... yüklenici tarafından derhal işe başlanılmış olmak suretiyle (mücbir ve haklı sebepler hariç tutularak) davaya konu bağımsız bölümlerin inşaat ruhsatının ne kadar sürede alınabileceğinin, bundan sonra da ne kadar sürede (makul süre) inşaatın tamamlanarak (deprem v.s gibi mücbir ve haklı sebepler de gözetilmek suretiyle) iskan ruhsatının alınabileceğinin, emsal inşaatlar da dikkate alınıp tespit edilerek, bu konuda ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli bir rapor alınması, davacının talebinin (taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek) değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak, bilirkişi kurulundan alınan kök ve ek rapor hükme esas alınmış olup, buna göre davanın kısmen kabulüne, 28.000-TL tutarındaki kira alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı
tarafa verilmesine, enkaz bedeli ve ortak alan tespiti talepleri yönünden Yargıtay kararında bozma olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporuna göre makul süre 26 ay olarak belirlenerek davacı hak sahibi kendi konutunu 01.08.2007 tarihinde devrettiğinden, bu süre itibariyle inşaata başlanabileceği makul sürenin de 26 ay olduğu gözetilerek en geç 01.10.2009 tarihinde teslim edilmesi gerekirken, iskan ruhsatının alındığı 10.06.2011 tarihine kadar 20 ay 9 gün gecikme olduğu, dava konusu bağımsız bölümlerin her birinin dava tarihi itibariyle aylık 700,00 TL kira parası getirebileceği buna göre iki dairedenin aylık 1.400 TL'den 20 ay olmak üzere toplam 28.000 TL tazminat ödenmesi gerektiği şeklinde hesaplama yapılmıştır. Oysaki iskan ruhsatının alınması konutun teslim edilmiş olması anlamına gelmediğinden, gecikme süresi doğru hesaplanmamıştır. Dosyanın incelenmesinde 08.11.2012 tarihinde konutun teslim edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, taşınmazın teslim edilmesi gereken 01.10.2009 tarihi ile 08.11.2012 teslim tarihi arasındaki geçen sürenin, davacının dava dilekçesinde 01/04/2010 ve 01/03/2012 tarihleri arasındaki dönemi kira tazminatı olarak istediği talebiyle bağlı kalarak, varsa ıslah talebi de değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu davanın kısmn kabul kısmen reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 1.434,50'ar TL bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davalı ...'ne ve davalı TOKİ'ye yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.