22. Hukuk Dairesi 2013/37152 E. , 2015/11608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, maddi ve manevi tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı şirket vekili, ... sahibi ve işleticisi olduklarını, davalı ile 2010 yılı Temmuz ayında imzaladıkları sözleşme ile plastik cerrahi servisinde sorumlu doktor olarak çalışmaya başladığını, 03.05.2011 tarihinde ani bir kararla işten ayrıldığını ve hastaneyi zor durumda bıraktığını, davacının görevli olduğu servisin 30 gün çalışmadığını belirterek maddi ve manevi tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı işçi vekili, davalının eşinin beyninde tümör olduğunu ve... tedavi gördüğünü, kontrolleri sık olduğu için Erzincan"da yaşaması sıkıntıya soktuğundan davacının zımni kabulü üzerine yazılı bildirimde bulunarak sözleşmeyi feshettiğini belirtmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine ve bilirkişi hesaplaması doğrultusunda maddi tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesinin süre bitimden önce haklı sebep olmadan işçi tarafından feshi durumunda talep edilebilecek maddi tazminatın miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre, davalı, davacı şirkete ait ... 23.07.2010 tarihli ve iki yıl süreli iş sözleşmesi ile doktor olarak çalışmaya başlamıştır. 03.05.2011 tarihinde eşinin rahatsızlığı sebebi iş sözleşmesini feshetmiştir. Bu durum
4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenen işçinin haklı fesih halleri arasında sayılmamış olup iş sözleşmesi davalı işçi tarafından haklı sebep olmadan sonlandırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği tazminat miktarı, davalının fiilen işten ayrıldığı 03.05.2011 tarihi ile yerine yeni bir doktorun çalışmaya başladığı 23.05.2011 tarihi arasındaki 20 günlük süre için hesaplanmıştır. Davalının çalıştığı son üç ayda, elde edilen günlük kazanç ortalaması esas alınarak maddi tazminat miktarı belirlenmiştir. Davacı şirketin maddi tazminata hak kazandığı konusunda mahkemece yapılan tespitte bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte şirketin tazminata esas günlük net karı belirlenirken, davalının sözleşme gereği çalıştığı tüm dönem için ürettiği hizmet bedeli ile hastaneye kalan net karın ortalamasının esas alınmamış olması hatalıdır. Ayrıca davalı, ... sisteminden düşümün geç yapılması sebebi ile hastanenin anlaşma yaptığı yeni doktorun çalışmaya geç başladığını savunmuştur.... yazı cevabında davalının işten ayrılma tarihi 13.05.2011 olarak bildirilmiş olup anılan sistemin hesaplanan tazminat miktarına etkisinin tartışılmamış olması doğru değildir. Hal böyle olunca davalının, çalıştığı tüm döneme ilişkin üretttiği hizmetler, bu hizmetler sebebi ile yapılan ödemeler ve hastaneye kalan net karı gösteren kayıtlar ile bu kayıtların dayanığı olan defterlerin ibrazı sağlanarak tazminata esas günlük net kar belirlenmeli, ... sisteminin işletilme şeklinin hesaplanacak tazminata etkisi olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Eksik iceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de hesaplanan maddi tazminat alacağından Borçlar Kanunu 161/son maddesi gereğince uygun oranda indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilmemiş olması hatalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2015 günü oybirliği ile karar verildi.