Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/5168 Esas 2019/1575 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5168
Karar No: 2019/1575
Karar Tarihi: 19.03.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/5168 Esas 2019/1575 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/5168 E.  ,  2019/1575 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Asıl ve birleşen davalarda, davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 15/12/2010 ve 20/09/2011 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Asıl ve birleşen dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar vekili, davalı şirketin maden araştırma ve çıkarma faaliyetleri amacı ile patlatmış olduğu dinamitler sonucu davacılara ait evin oturulamaz hale geldiğini belirterek uğranılan maddi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Mahkemece ilk kararında; hükme esas alınan bilirkişi raporu ile hesaplanan bina değerinden imalattan kaynaklanan kusur indirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizce 29/09/2016 gün, 2016/8903 esas, 2016/9162 karar sayılı ilam ile karar bozulmuştur. Bozma ilamında; bilirkişi raporunda bina değeri hesaplanırken zararın denkleştirilmesinin yapılmadığı, davacılarda kalan binanın enkaz değerinin dikkate alınmadığı, bina onarımının mümkün olmaması nedeniyle davacıların elde ettiği enkaz değerinin zararın denkleştirilmesi ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, tazminat miktarından enkaz bedelinin çıkarılmasına, davaya konu taşınmazda imalattan kaynaklı kusur bulunması nedeniyle %10 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
    Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de; mahkemece açıklanan bu yasal düzenleme ve kanunun emredici hükmü gözetilmeksizin, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı, hüküm altına alınan miktarların ayrı ayrı belirtilmediği, karar başlığında tek bir davacının adının yazıldığı anlaşılmakla bu hususların infazda tereddüt oluşturacağı açıktır. Mahkemece, yukarıda gösterilen kurallar gözetilmeksizin, infazda tereddüt oluşacak şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.