Esas No: 2021/8131
Karar No: 2022/2961
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8131 Esas 2022/2961 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8131 E. , 2022/2961 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 01/05/2019 başlangıç tarihli sözleşme ile elektrik tedarik ettiği davalı şirkete 11/09/2019 vade tarihli ve 37.460,91 TL bedelli faturayı keşide ederek gönderdiğini ancak faturanın 4.623,90 TL’lik kısmının ödenmediğini, bu alacağı ile sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca hesaplanan icra cezai şart alacağının tahsili için başlattığı takibe davalı şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının ilgili mevzuat ve sözleşmenin 3. maddesi uyarınca Yenilenebilir Enerji Kaynak (YEK) bedeli ile KDV'sinden ibaret olan toplam 4.100,69 TL alacağını davalıdan talep edebileceği, ancak davacının 4.623,90 TL talep etmiş olması nedeniyle asıl alacağa yönelik itirazın kısmen kabulünün gerektiği, davacının ikinci alacak kalemi olarak talep ettiği icra cezai şart alacağı yönünden yapılan incelemede ise; taraflarca imzalanan sözleşmenin 4.2. maddesinde icralık faturalar için % 12 oranında ceza koşulu, 7.1. maddesinde sözleşmenin haksız feshi durumunda son on iki dönem faturalarının en yüksek tutarının iki katı kadar ceza koşulu, 7.2. maddesinde sözleşmenin hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda da son on iki dönem faturalarının en yüksek tutarının iki katı kadar ceza koşulu ödeneceğinin hüküm altına alındığı, sözleşmenin 7.1. ve 7.2. maddelerinden farklı olarak 4.2. maddesinde ayrı bir ceza koşulu düzenlenmesinin asıl nedeninin 6352 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi ile İİK’nın 67 nci maddesinde yapılan değişiklik sonucunda %40 olan icra inkâr tazminatının %20'ye düşürülmesinden kaynaklı kaybı telafi etmek olduğu, TBK’nın 182 nci maddesinin birinci fıkrasının; “Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.” hükmünü içerdiği, ancak ceza koşulunun belirlenmesinde sözleşme serbestisi ilkesinin sınırsız bir hak olarak taraflara tanınmış olmadığı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan; “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” düzenlemesi ile hâkime sözleşmedeki cezai şart miktarına müdahale etme yetkisinin tanındığı, sözleşmenin 7.1. ve 7.2. maddelerinde düzenlenmiş olan ceza koşulunu davacının talep etmekte hukuken haklı olup olmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, ceza koşulunun ödenmemesi nedeniyle icra takibine başlanılması gerekçe gösterilerek ikinci bir ceza koşulu talep edilmesinin TBK’nın 182 nci maddesine göre aşırı ceza koşulu talep edildiği anlamına geldiği, bu nedenle davacının sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca cezai şart alacağını talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 23/09/2021 tarihli yazısında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ise hâkimin, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirebileceğinin düzenlendiği, bununla birlikte hâkimin taraflarca belirlenen cezai koşulu tamamen ortadan kaldırma yetkisi bulunmadığı gibi aynı sözleşmede kendisine tanınan ve koşulları oluşan imkanlardan birini kullanan tarafın da hakkını açıkça kötüye kullandığından bahsedilemeyeceği, buna göre mahkemece; sözleşmenin 4.2. maddesinde belirtilen cezai koşulunun talep edilmesinin sözleşmenin feshedildiğinin de tam olarak anlaşılamaması karşısında hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği düşünülerek, yapılacak inceleme ve değerlendirmenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; hükmün, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesinde kararlaştırılan icra ceza koşulunun, aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak ile birlikte takibe konu edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 179 ila 182 nci maddelerinde düzenlenen ceza koşulu, borçlunun, asıl borcunu ilerde hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle ceza koşulu, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan fer'î bir edimdir. Borçlu ceza koşulu ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının miktarını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Ceza koşulunun kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir.
Sözleşmede kararlaştırılmamış olsa dahi temerrüt hâlinde TBK’nın 125 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünce alacaklı gecikme tazminatı talep edebilir ise de, ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmede bununla ilgili açık hüküm bulunması şarttır.
Ceza koşulunun esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri ise, borcun ihlali hâlinde borçlu tarafından ödenecek tazminatı önceden ve götürü olarak belirlemektir. Bu iki temel amacı dışında, ceza koşulunun diğer bir amacı da, ifayı engelleyen ceza koşulunda (dönme/fesih cezasında), borçlunun ceza koşulu ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır .
Davada uygulanması gereken TBK’nın 179 uncu maddesi;
“Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.
Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Maddenin birinci fıkrasında seçimlik ceza koşulu düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâlinde ödenmek üzere ceza koşulu kararlaştırılmış ve aksi de sözleşmede öngörülmemiş ise, alacaklı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. Seçimlik cezai şartta alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o şartın gerçekleşmesi yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini talep eder. Seçimlik ceza koşulunda, aksi sözleşmede öngörülmemiş ise, alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de ceza koşulunun ödenmesini isteyemeyecektir.
İkinci fıkrada düzenlenen ifaya ekli ceza koşulunda ise alacaklı, açıkça vazgeçmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça, hem sözleşmenin ifasını hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilir.
Dönme (fesih) cezası olarak da adlandırılan ifayı engelleyen ceza koşulu ise maddenin üçüncü fıkrasında hükme bağlanmıştır. Burada borçlunun ceza koşulunuı ödemek suretiyle tek taraflı olarak sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunu ispat etme hakkı saklı tutulmuştur.
Ceza koşuluna ilişkin hükümler emredici nitelikte değildir. Taraflar bunların aksini kararlaştırabilirler. Borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi dışında kalan diğer borca aykırılık hâlleri için ifaya eklenen ceza koşulu kararlaştırabilecekleri gibi; bu iki ihlâl durumu için seçimlik ceza koşulu da kararlaştırabilirler. Ayrıca tarafların, ceza koşulu anlaşmasında, seçimlik ceza koşulu ile ifaya ekli ceza koşuluna birlikte yer vermeleri de mümkündür. İstisnası cezanın indirilmesiyle ilgili TBK’nın 182 nci maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin birinci bendinde ceza miktarını tarafların serbestçe belirleyebilecekleri belirtildikten sonra, üçüncü bendinde:
“Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” denilmek suretiyle, bu ceza miktarının hâkim kararı ile azaltılabileceği öngörülmüştür.
Bu aşamada, taraflar arasında 30/03/2019 tarihinde imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin ceza koşulu içerdiği belirtilen hükümlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Sözleşmenin “Ödeme, Garanti ve Faturalama” başlıklı 4.2. maddesi; "Tedarikçi vadesinde ödenmeyen fatura tutarına aylık %5 (yüzde beş) gecikme zammı uygulayacak ve ilave olarak her geç ödenen fatura için 5 (beş) TL sabit bedel ödeyerek faturalayacaktır.(...) Abonenin sözleşme hükümleri veya borçtan dolayı icra takibine sebebiyet vermesi halinde, icralık her faturanın %12(yüzde oniki)'si kadar ceza bedeli ve işbu maddede belirlenmiş olan gecikme zammı oranında sözleşmesel faiz talep edilecektir.
“Sözleşmenin Sona Ermesi” başlıklı 7.1. maddesi; "Sözleşme, sözleşmede anılan hallerin dışında ve sözleşme süresi içerisinde abone tarafından feshedilemez. Sözleşme imzalanmasının ardından tedarikçi tarafından herhangi bir dönem faturası çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın, abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte fesih edilmesi, yazılı bildirim olmaksızın tahliye edilmesi veya başka bir Tedarikçi tarafından talep edilmesi halinde, (...) abone her bir sayaç ayrı ayrı hesaplanmak üzere son on iki dönem faturalarının en yüksek faturasının iki katı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder.”;
7.2. maddesi; “Abonenin, sözleşmenin her hangi bir hükmünü ihlal etmesi (...) halinde, sözleşmeyi sözleşmeden doğan her türlü sair hakları saklı kalmak üzere fatura alacakları ile birlikte sözleşme m. 7.1 de anılan ceza şartı (...) bütün bu borçlara ait gecikme zammını m. 4.2 deki belirtilen oranda uygulama hakkı vardır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşmenin 4.2. maddesinde düzenlenen hükmün ifaya ekli ceza koşulu, 7.1. maddesinde düzenlenen hükmün ifayı engelleyen ceza koşulu, 7.2 maddesinde düzenlenen hükmün seçimlik ceza koşulu mahiyetinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Diğer taraftan, davacının faturanın ödenmeyen (YEK bedeline ilişkin) kısmı ile bu kısma ilişkin tutar üzerinden sözleşmenin 4.2. maddesinde hüküm altına alınmış olan ifaya ekli ceza koşulu uyarınca belirlediği miktardan ibaret olan alacağı için icra takibi başlattığı, dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabittir. Diğer bir anlatımla, mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere, sözleşmenin 7.1. ve 7.2. maddelerinde düzenlenmiş olan ceza koşullarının ödenmemiş olması nedeniyle ikinci bir ceza koşulunun talep edilmiş olması hali söz konusu değildir.
Hal böyle olunca mahkemece; tacir olan tarafların serbest iradeleri ile meydana getirdikleri sözleşmede yer vermiş oldukları ceza koşullarına ilişkin düzenlemelere aynen uymak zorunda oldukları, bu bağlamda davacının hizmet bedeline ilişkin faturanın ödenmeyen kısmı ile sözleşmede kararlaştırılan ifaya ekli ceza koşulundan kaynaklanan alacağı için takip başlatmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, ifaya ekli ceza koşulu alacağı yönünden yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile HMK'nın 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.