Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2603
Karar No: 2018/1022
Karar Tarihi: 15.02.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2603 Esas 2018/1022 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, sahte nüfus cüzdanı kullanarak gerçek malik adına yapılan satış sonrasında tapu kayıtlarının iptal edildiği taşınmazlardan birini 22.000 TL, diğerini de 25.000 TL karşılığında satın almıştır. Davacı, tapu kayıtlarının güvenirliğine dayanarak, zarara uğradığı gerekçesiyle 47.000 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, 22.000 TL ve 25.000 TL'ye karşılık gelen tazminatların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar vermiştir. Karar, davalı ve davacı avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Yüksek Mahkeme, tapu müdürlüğüne izafeten Hazine'nin davaya dahil edildiğini belirtmiş ve temsilcide yanılmaya karşı hukuki yaptırımın davanın reddi gibi ağır bir sonuç olmadığını vurgulamıştır. Davalı Hazine'nin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 818 sayılı Borçlar Kanunu, madde 60
- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu, madde 5
- 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu, madde 1007
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu, madde 124/4
20. Hukuk Dairesi         2016/2603 E.  ,  2018/1022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ilçesi, ... beldesi, 9381 parsel sayılı taşınmazı 29/11/2010 tarihinde 22.000 TL ödeyerek, 1142 parseli ise 07/12/2010 tarihinde 25.000 TL ödeyerek satın aldığını, ancak satışın gerçek malik ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanıyla yapıldığının ortaya çıkması üzerine ..."ın Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tapu iptal davasının, taşınmazların tapusunun iptali ile sonuçlandığını, tapu kayıtlarının güvenirliğine dayanak gayrimenkul satın alan müvekkilinin zarara uğradığını ve mağdur olduğunu, hem parası, hem de dava konusu gayrimenkullerin bu süre zarfında olaşabilecek olası değer artışlarından da mahrum kaldığını belirterek 47.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu satış işleminin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlülüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanun"un 5. madde uyarınca, davanın zararın ne zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, üçüncü kişinin zarar ile bu zararı doğuran olay arasındaki illiyet bağını kesen davranışlarından dolayı oluşan zarardan Devletin sorumlu tutulamayacağını, Hazinenin oluşan zarardan kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu tutulsa dahi sadece tapuda belirtilen satış bedeli ile sorumlu olduğunu, bu nedenle davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile, 22.000,00 TL alacağın devir tarihi olan 29/11/2010 tarihinden itibaren, 25.000,00 TL alacağın devir tarihi olan 07/12/2010 tarihinden itibaren, yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
    Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup tapu müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğüne izafeten aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğüne izafeten Hazinenin davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir. Temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
    Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi