Esas No: 2020/10853
Karar No: 2022/1660
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10853 Esas 2022/1660 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, suçsuz olduğu halde 464 gün tutuklu kaldığı için tazminat talep etti. Mahkeme, koruma tedbirleri nedeniyle davacıya 10.836,87 TL maddi tazminat ödenmesine karar verdi. Ancak, manevi tazminat talebinin yasal mirasçılara intikal ettiği gözetilmediği için bu konuda karar verilmedi. Temyiz eden tarafların itirazları kabul edildi ve CMK'nın 142/1. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında yanlış karara varıldığı gerekçesiyle hüküm bozuldu. Kanuna göre, koruma tedbirleri nedeniyle dava açma hakkı zarar görene aittir ve ölüm durumunda mirasçılarına intikal eder. Tazminat talebinde bulunan kişinin ölümü halinde manevi tazminat talebinin yasal mirasçılara intikal ettiği gözetilmelidir. Kanunlar: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Dava Tarihi : 11/07/2014
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 10.836,87 TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacıların tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat davasının dayanağı olan Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/217 esas 2014/102 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından 10.10.2011-16.01.2013 tarihleri arasında 464 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 28.05.2014 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine, “Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi’’ olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Davacının 40.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece manevi tazminat talebinin reddi ile 10.836,87 TL maddi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- İncelenen dosya kapsamında bulunan tutuklama müzekkeresine göre davacının üzerine atılı uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından tutuklandığı, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçuna dair yapılan soruşturma sonucuna dair bilgi olmadığı anlaşılmakla soruşturma sonucunda atılı suça dair ne karar verildiği, verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ve soruşturma aşamasında tefrik kararı verilip verilmediği, tefrik kararı verilmiş olması halinde neticesi araştırılıp, kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihi tespit edilerek, tazminat isteme koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi,
2- Tazminat davasının dayanağı olan davacı ile ilgili tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.03.2002 gün ve 92/223 sayılı kararında belirtildiği üzere koruma tedbirleri nedeniyle dava açma hakkının kural olarak zarar görene ait olduğu, bu hakkın ancak zarar görenin ölmeden önce dava açması veya dava açma iradesini açıkça izhar etmesi durumunda mirasçılara intikal edeceği, mirasçıların bu şartlarda açılmış davaya devam edebilecekleri veya dava açabilecekleri anlaşılmakla, dava açıldıktan sonra 03.11.2014 tarihinde öldüğü anlaşılan davacının manevi tazminat talebinin yasal mirasçılarına intikal ettiği gözetilmeden, manevi tazminat talepleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.