Esas No: 2018/7193
Karar No: 2019/2602
Karar Tarihi: 25.02.2019
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/7193 Esas 2019/2602 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Hakkı olmayan yere tecavüz ve mala zarar verme suçlarından şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29.01.2018 tarihli ve 2017/12997 soruşturma, 2018/880 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Düzce Sulh Ceza Hakimliğinin 30.03.2018 tarihli ve 2018/1038 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müştekinin şikayet dilekçesi üzerine, tarafların arasındaki anlaşmazlığın mülkiyet hakkından doğan hukuki ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle hukuk mahkemelerinde ileri sürebilecekleri gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; hakkı olmayan yere tecavüz ve mala zarar verme suçları açısından müştekiye ait suça konu arazi ile şüphelilere ait arazilerin tapu kayıtlarının dosya kapsamına alınması, olaya ilişkin görgü tespit tutanağı düzenlenmesi hususunun Cumhuriyet Savcısı tarafından tekrardan talimatlandırılması, gerekirse arazi üzerinde keşif yapılarak şüphelilerin söz konusu suçlara ilişkin kastlarının tespit edilmeye çalışılması ile tanık araştırması yapılarak varsa tanıkların dinlenilmesi ve müştekinin mala zarar verme suçuna ilişkin iddiaları açısından zararının olup olmadığı konusunda araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.05.2018 gün ve 2018/6300 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 31.05.2018 gün ve KYB/2018-46712 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi..
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçinin, şüphelilerin, kendilerine ait arazi ve bağ evine geçmek için, mirasçısı olduğu Düzce/Merkez.. Köyü ..Mevkii’nde bulunan 394 no’lu fındık bahçesini yol olarak kullanarak hakkı olmayan yere tecavüz ve fındık fidanlarını da araçlarıyla ezerek mala zarar verme suçlarını işledikleri iddiasıyla yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda; şikayetçi ile şüphelilerin sahibi oldukları arsaların miras yoluyla kendilerine geçtiği, öncesinden beri şüphelilerin, şikayetçinin arazisini kullanarak kendi arazilerine geçiş yaptıkları, ancak şikayetçinin mirasçı olarak arsaya sahip olmasının akabinde şüpheliler ile anlaşamadığı, şikayetçi ile şüpheliler arasındaki bu anlaşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu ve bu ihtilafın hukuk mahkemelerine müracaat ile giderilebileceğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18.06.2014-6545 S.K./71. md) sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25.05.2005-5353 S.K./26.mad.) sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda yukarıda belirtilen gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şikayete konu arazilerin güncel tapu kayıtları ile şüphelilerin ifadelerinde geçen taraflar arasındaki hukuk dava dosyasının onaylı suretinin dosyaya konulması, olaya ilişkin bilgi ve görgüsü olan tanıkların dinlenmesi, gerektiği takdirde suça konu yerde keşif yapılması ile mala zarar verme suçu yönünden de şikayetçinin zararının olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yalnızca şüphelilerin ifadesi alınarak verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı gerekçeler ile reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiş ve anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Düzce Sulh Ceza Hakimliği"nin 30.03.2018 gün, 2018/1038 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 25.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.