12. Ceza Dairesi 2021/1169 E. , 2021/6219 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hükümler : Sanıklar ..., ... ve ... hakkında;
CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK’nın 62/2, 52/2-4, 51/1-3-6-7-8, 5275 sayılı Kanunun 106/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili, sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanıklar ..., ... ve ...’ın beraatine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen ... höyüğünde izin almaksızın enerji nakil hattı direği dikmek amacıyla kazı yaparak fiziki müdahalede bulundukları iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; sanıkların, sanık ...’un yetkilisi ve müdürü olduğu ... adlı şirkette ücret karşılığında işçi olarak çalıştıkları, sanık ...’ın vinç operatörü olduğu, sanık ...’in elektrik nakil hattı direği diktiği, sanık ...’nün ise yevmiye usulü amele olarak 1,5 ay kadar elektrik iletim hatlarının döşenmesi için yapılan kazılarda çalıştığı, sanıkların izin almak gibi bir sorumluluğun bulunmadığı gibi dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendilerinden beklenemeyeceği, sanıkların suç işleme kastı ile haraket etmedikleri ve haklarında verilen beraat kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, sanıkların suç işleme kastlarının olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde ise;
Enerji nakil hattı çalışması yapan ... adlı şirketin yetkilisi ve müdürü olan sanık hakkında Eskişehir ili Beylikova ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde yer alan, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 26.09.2012 tarih 864 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen ... Höyüğünde izin almaksızın enerji nakil hattı direği dikmek amacıyla kazı yapıp 2 adet beton direk dikmek suretiyle fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; köy muhtarı tanık ...’in İl Kültür Turizm Müdürlüğüne hitaben yazdığı 13.03.2014 tarihli dilekçesinde; höyükte adını bilmediği bir firma tarafından enerji nakil hattı çekilmek üzere elektrik direği dikmek için kazı yapıldığını belirttiği, aynı tarihte hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı sanık ekip şefi ...’u arayarak o bölgenin sit alanı olduğu konusunda uyardığı, 14.03.2014 tarihli tutanakta; jandarma tarafından ...’a çalışmaların durdurulması konusunda uyarı yapıldığının belirtildiği, bunun üzerine temyiz dışı sanık ...’in şirket yetkilisi sanık ...’i arayarak durumu iletmesine rağmen sanık ...’in çalışmalara devam edilmesi gerektiğini, çalışmaların durdurulmamasını söylediği, bu hususun sanık ...’in ve temyiz dışı sanık ...’in aşamalaraki beyanlarından açıkça anlaşıldığı, yapılan tüm uyarı ve tutanaklara rağmen eyleme devam edilerek kazılan çukurların çevresine 14.03.2014 tarihinde beton dökülerek sağlamlaştırıldığı ve daha sonrasında beton direklerin dikildiği, dolayısıyla her ne kadar anılan sit kararının mahallinde ilan edilip edilmediği araştırılmamış ve dosyada yer alan alt yüklenici sözleşmesi ve işyeri teslim tutanağında sit alanı olduğu açıkça belirtilmemiş ise de, çalışma yapılan alanın sit alanı olduğu konusundaki tüm uyarı ve tutanaklara rağmen eyleme devam edilmesi karşısında sanık ...’in sit alanı olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, soruşturma aşamasında müze müdürlüğüne hitaben arkeologlar tarafından düzenlenen 25.03.2014 tarihli raporda; yerinde yapılan incelemede ... ilçesi ... köyünün yaklaşık 250 m güneydoğusunda açılan üç çukurdan iki tanesinin ... Höyük adı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen alan içerisinde kaldığı, 2-2,5 metre derinliğinde oldukları, çukurların kenarları ve üstü beton dökülerek sağlamlaştırıldığı, alanda yapılan fiziki müdahale ile 2863 sayılı Kanuna aykırı hareket edildiğinin belirtildiği, bağımsız arkeolog bilirkişi eşliğinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 26.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda; 1. derece arkelojik sit alanında yer alan ve korunması gerekli kültür varlığı niteliğinde olan ... Höyüğü üzerine enerji nakil hattı için 50 cm çapında beton dökülerek üzerine direk dikildiği, söz konusu çukurlardan çıkan kültür toprağı içerisinde çok sayıda amorf seramik parçası bulunduğu, yapılan izinsiz çalışma ile höyükte bulunan arkeolojik kültür katmanlarının tahrip olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak yetkilisi olduğu şirket adına hareket eden sanığın 1. derece arkeolojik sit alanı olduğunu bildiği alan içerisinde izin almadan fiziki müdahalede bulunarak 2863 sayılı Kanunun 65/1. maddesinde düzenlenen suçu işlediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle, yasal olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; CMK’nın 231/8. maddesindeki “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” düzenlemesinin, suç tarihinden sonra 18/06/2014 tarihinde yürürlüğe girmesi sebebiyle, sanığın aleyhine yorumlanamayacağı ve mahkemece, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi gerekçesinde, tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluştuğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceğinin ihtar edilmemesi,
2- TCK"nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine dair ihtarat yapılmasına rağmen infaz aşamasında nazara alınması gereken 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/6. maddesi uyarınca da ihtarda bulunulması,
3- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, TCK"nın 53/1-c bendinin, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı ile TCK"nın 53/1-e maddesininde belirtilen yetkileri bakımından uygulanamayabileceği gözetilmeksizin, TCK"nın 53/1"deki hak yoksunluklarının tamamen uygulama dışı bırakılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.