16. Ceza Dairesi 2019/11789 E. , 2020/3258 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle,
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın suç tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün dağ kadrosuna katılmaya ikna ettiği tanık olarak dinlenen ... ile birlikte yapılan organizasyon dahilinde Gaziantep ilinden Şırnak ili Silopi ilçesine gittikleri, sanığın buradaki örgüt üyeleri ile telefonda şifreli olarak irtibat kurduğu, Silopi’ye geldiklerinde kendilerini karşılayan örgüt üyesi tarafından bir otele yerleştirildikleri, sanık ve ...’nın oteldeyken güvenlik güçlerince yakalandıkları anlaşılan olayda, sanığın kendisini abisi olan ... olarak tanıttığı, bu yüzden ...’a ait kimlik bilgileri ile hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan yapılan yargılamada sonunda TCK’nın 314/3 ve 220/7. maddeleri delaletiyle TCK’nın 314/2, 62, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca neticede 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, aleyhe temyizin bulunmadığı karara karşı sanık müdafii tarafından temyiz isteminde bulunulduğu, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25.12.2012 tarih ve 2010/12186 E. 2012/15636 K. sayılı dosyasında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek 6352 sayılı Kanun ile TCK’nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi için bozulmasına karar verildiği ancak, sonradan gerçek kimliğinin ortaya çıkması sebebiyle sanık ... hakkında aynı olay nedeniyle açılan davada yapılan yargılamalar sonunda değişen suç vasfına göre silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca neticede 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar ilk dava sanığın abisi olan ... adıyla açılmış ise de, olay nedeniyle yakalanıp tutuklanan ve yargılanan kişinin gerçekte sanık ... Karaca olduğu, sanık ... ’nın bizzat yargılandığı davada temyiz incelemesine bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamında suç vasfının örgüte yardım olarak kabul edildiği ve bozma sonrası yapılan yargılamada da bozmaya uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeyerek cezada kazanılmış hakkı da gözetilmeksizin sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, CMK’nın 307/4. maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Cizre 2.Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.