(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9837 E. , 2020/2078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 09/02/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ilçesi, ... mahallesi 475 ve 476 parsel sayılı taşınmazları üçüncü kişilerden satın alarak malik olduğunu, satın alma sırasında tapu kaydında hiçbir sınırlama ve şerh olmadığını, dava açmadan kısa bir süre önce taşınmazların orman kadastro sınırları içerisinde kalması nedeni ile üzerine orman şerhi konulduğunu öğrendiğini ve müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve aynı zamanda taşınmazların kesinleşmiş tahdit sınırları içinde olan bölümünün tapu kaydının iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesi ile sadece Orman Yönetimine husumet yöneltmiş, yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmiş, 11/05/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile de şimdilik 167.565,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekili 31/08/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ilçesi, ... mahallesi 475 ve 476 parsel sayılı taşınmazların tapuda davalı adına kayıtlı bulunduğunu, söz konusu taşınmazların 1965 yılında 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 1989 yılında 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışmaları kapsamında orman sayılan yerlerden olduğunu ve orman vasfını haiz bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına kayıt ve tesciline, üzerlerindeki şerhlerin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda asıl dava yönünden tapudaki orman şerhi nedeniyle yasal hasım konumunda bulunan Orman Yönetimi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, Hazine aleyhine açılan davanın ise kabulü ile 167.565,60 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden açılan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre asıl dava TMK"nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat, birleşen dava ise kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 1965 yılında 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastro çalışmaları ile 15.12.1989 tarihinde ilan edilen 2/B madde çalışmaları bulunmaktadır. Arazi kadastro çalışmaları ise 1975 yılında yapılmıştır.
Tazminat istemine dayanak ... ilçesi, ... mahallesi 475 ve 476 parsel sayılı sırasıyla 2.800 m2 ve 2.750 m2 yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmazlar, 1975 yılında yapılan tapulama sırasında davacı murisi adına tespit ve tescil edilmiş iken, 27.11.1992 tarihinde 15680/1881600 payı davacı adına kalan paylar da dava dışı diğer mirasçılar adına tescil edilmiş olup aynı tarihte davacı diğer mirasçıların payını satın alarak ve mevcut payı ile tevhit edilerek taşınmazların tamamı davacı adına tapuya kaydedilmiştir. Taşınmazların tapu kaydına 17.07.1991 tarih ve 763 yevmiye numaralı işlemle satılamaz şerhi konulmuştur.
Mahkemece birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, hüküm bu yönüyle taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Tazminat istemi yönünden ise 4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer almakta olup, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince açılacak davalarda, zarardan Hazine sorumludur. Asıl davada, davacı yanca, Orman Yönetimine husumet yöneltilerek dava açıldığından Orman Yönetimi yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi ve tazminat davasında Orman Yönetimi ve Hazine arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığına ve Hazinenin sonradan davaya dahil edilmiş olmasının ona taraf sıfatı kazandırmayacağına göre de hakkında usûlunce açılmış bir dava bulunmayan Hazine aleyhine tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu husus gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 24/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.