10. Hukuk Dairesi 2020/9150 E. , 2021/10081 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı ve fer’i müdahil vekillerinin istinaf istemlerinin kabulüyle kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının, 2000 – 2009/Eylül arasında kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davacının davasının kısmen kabulü ile,
Davacının, davalıya ait 1061005.45 ait sicil numaralı işyerinde 30/12/2004-31/12/2008 tarihleri arasında, sürekli ve kesintisiz olarak 1442 gün çalıştığı 2 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, 1140 gün daha asgari ücretle sigortalı hizmetinin bulunduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“A-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine;
B-) Davalı vekili ve fer"i müdahil vekilinin istinaf talebinin kabulüyle; Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nden verilen 23/03/2018 tarih, 2014/565 Esas ve 2018/204 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
1-Davanın kısmen kabulüne,
Davacının, davalıya ait 1061005.45 ait sicil numaralı işyerinde 30/12/2004-13.02.2006 tarihleri arasında, sürekli ve kesintisiz olarak hizmet akdiyle ve asgari ücretle çalıştığı, çalışmasının 2 günlük kısmının SGK Başkanlığı"na bildirildiği, kalan kısmının ise bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince davacının hastanede tedavi gördükten sonra çalışmadığına yönelik tespitin yerinde olmadığı, davacının hastaneden çıktıktan sonra da çalışmaya devam ettiği,
Fer’i müdahil Kurum vekili; Eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiği, davanın sübut bulmadığı,
Davalı vekili; davanın 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı, Yargıtay’ın önceki içtihatlarında davalının kendi kardeşini sosyal güvenlik haklarından yoksun bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edildiği, işe giriş bildirgesinde işveren adına atılı imzanın davalıya ait olmayıp mahkemede bu hususun dile getirilmesine rağmen bu yöndeki araştırma taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedildiği, dinlenen tanıkların çalışmayı bilebilecek durumda olmayan kişiler oldukları, davacının sosyal yardım alıp almadığının araştırılmadığı, işyerinin yılın sadece 6 ayında faal olduğu, mahkemelerce eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; davacı 27.05.1988 doğumlu olup 2000 – 2009/Eylül arasındaki hizmetlerinin tespitini talep etmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince 30.12.2004 – 13.02.2006 tarihleri arasında, aynı zamanda davacının ağabeyi olan davalıya ait işyerinde çalışmış olduğu kabul edilmiştir. Ancak davalı tarafından dosyaya sunulan puantaj cetvelleri ve sigorta sicil kayıtları incelendiğinde, tek bir işyerinde çalışan ve Kuruma kısmi çalışmaları bildirilen birden fazla kardeşin ve çalışanın bulunduğu, diğer kardeşlerin de aynı çalışma dönemlerini kapsayacak şekilde davalı aleyhine ayrı ayrı hizmet tespiti talepli davalar ikame ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dava konusu uyuşmazlıktan önce işyeri kapsam ve kapasitesi, çalışma şekli, çalışan sayısı/ihtiyacı, aile işletmesi olup olmadığı, çalışmaların aile içi yardımlaşma kapsamında kalıp kalmadığı, çalışmaların ve çalışanların niteliği önem arzetmektedir.
Mahkemece öncelikle, talep konusu dönem yönünden davacının öğrenci olup olmadığı araştırılmalı, öğrenci ise hem okula gidip hem de nasıl çalıştığı, şekli ve süresi tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmeli, işyerinin davacının ağabeyine ait olduğu gözetilerek çalışmanın aile içi yardımlaşma kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmalı, aynı davalıya karşı dava açan diğer kardeşler, ..., ... ve ...’in dava dosyalarındaki iddialar, bildirimler dikkate alınarak, gerekirse işyerinin kapsam ve kapasitesi bilirkişi marifetiyle belirlenerek, eksik bildirim olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, gerekirse komşu işyeri tanıklarının yeniden beyanlarına başvurularak çalışma şekli, biçimi, süresi net bir şekilde açıklığa kavuşturulmalı, çelişkiler de giderilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar veilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.