Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5549 Esas 2013/7586 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5549
Karar No: 2013/7586
Karar Tarihi: 17.05.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5549 Esas 2013/7586 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/5549 E.  ,  2013/7586 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.03.2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Davacı, dava dilekçesi ile dava konusu 197 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 adet daire ve 2 adet dükkanın üzerindeki ortaklığın aynen aksim suretiyle giderilmesini istemiştir. Davacı 20.02.2009 tarihli oturumda ortaklığın taksim ya da kat mülkiyeti kurulmak suretiyle giderilmesi istemlerinin tutanaklara geçmediğini, istemin bu şekilde anlaşılması gerektiğini beyan etmiş, mahkemece davacıya talebini bu yönde ıslah etmek üzere süre verilmiş, davacı tarafından sunulan 20.09.2009 havale tarihli dilekçe ile istem belirtilen şekilde açıklanmıştır. Mahkemece yapılan araştırma sonucu ortaklığın satış suretiyle giderilebileceği anlaşıldığından bu kez davacı vekili 09.11.2012 tarihli oturumda satış talebine bulunmuş, mahkemece ikince ıslahın HMK’nın 176/2. maddesi uyarınca geçerli olmadığı, taşınmazın taksiminin de mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davada, davacı tarafından taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi istenildiğine göre bu istemin taksimin bir türü olan kat mülkiyeti kurularak
    ortaklığın giderilmesi isteğini de içerdiğini kabul etmek gerekir. Bu durumda davacının 20.09.2009 havale tarihli dilekçesi bir ıslah mahiyetinde olmayıp, istemin açıklanması olarak kabul edilip, 09.11.2012 tarihli oturumda yapılan değişikliğin ıslah olduğu ve davanın özelliği gereği istemin bu şekle dönüştürülebileceği gözetilerek davanın son istem çerçevesinde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 17.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.