4. Ceza Dairesi 2016/18140 E. , 2017/484 K.
"İçtihat Metni"Hakaret, tehdit ve yaralama suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2,86/3-e,106/2-a,125/1,35,62,52/2.maddeleri uyarınca 1.740,00 (iki kez), 2.240,00 Türk Lirası adli para ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına,yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2,86/3-e,106/1-1. cümle, 35, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.240,00, 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ve 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yaralama ve hakaret suçlarından sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 125/1, 125/4, 35, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500,00 ve 1.740,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından sanık ..."in 5237 sayılı Kanunu"nun 86/2, 106/1-1. cümle, 125/1 (iki kez), 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis, 1.740,00 (iki kez) ve 2.000,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükümlerin ayrı ayrı açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Kınık Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2016 tarihli ve 2015/100 esas, 2016/55 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bergama Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2016 tarihli ve 2016/258 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2016 gün ve 391211 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı uyarınca, itiraz mercinin yapacağı incelemeyi sadece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin 6. fıkrasında yer alan suça ve sanığa ilişkin objektif (nesnel) uygulama koşullarının var olup olmadığı ile sınırlı olarak değil,hem maddi olay hem de hukuki yönden yapması gerektiği yönündeki açıklama nazara alınarak yapılan incelemede,
Cumhuriyet savcısının hükümlerin içeriğiyle ilgili olarak ileri sürdüğü hukuka aykırılıklar incelenip tartışılmaksızın, söz konusu hukuka aykırılıkların temyiz incelemesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte oldukları, itiraz incelemesi kapsamında belirtilen hususlarda bir inceleme yapılmayacağı ve bu bağlamda usul ve yasaya herhangi bir aykırılık görülmediğinden bahisle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret, tehdit ve yaralama suçlarından sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Kınık Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2016 tarihli kararıyla, hapis ve adli para cezaları ile
cezalandırılmalarına, koşulları oluştuğundan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Üst Cumhuriyet Savcısının karara itirazı üzerine, merci Bergama Ağır Ceza Mahkemesince, hükmün içeriği ile ilgili hukuka aykırılıkların itiraz merci tarafından incelenemeyeceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,kesin olan bu karara yönelik kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen merciin, hükmü usul ve esas yönünden denetleme yetkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
İnceleme konusu somut olayda; Üst Cumhuriyet Savcısının hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, sanıkların birbirlerine yönelik hakaret eylemlerini karşılıklı olarak tehdit ya da yaralama fiiline tepki olarak gerçekleştirmeleri nedeniyle TCK"nın 129. maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması ve sanık ..."ın Arif"e yönelik yaralama eyleminden dolayı hem tamamlamış hem de teşebbüs aşamasında kalan suçlardan ayrı ayrı hükümlere kurulması nedeniyle itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen Bergama Ağır Ceza Mahkemesince itiraz yerinde görülmeyerek, hükmün içeriği ile ilgili hukuka aykırılıkların ancak temyiz yasa yoluyla incelenebileceği gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, itiraz merciinin itirazın reddine karar vermesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Bergama Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2016 tarihli ve 2016/258 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 05/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BD