Esas No: 2022/341
Karar No: 2022/3075
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/341 Esas 2022/3075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle taşınmaz satın aldığını ve teslim tarihinin geç kalması sebebiyle cezai şart tazminatı ve zararın ödenmesini talep etti. Mahkeme davacının talebini kısmen kabul etti. Davacı ve davalılar kararı temyiz etti. Yargıtay, davacının gizli ayıplar yönünden davanın reddine dair hükmün bozulmasına karar verdi. Hükmün bozulma sebebi, davacının ayıp ihbarını yapması gerektiği sürede ihbar etmesi, ancak gizli ayıpların en az bir yıl içerisinde ortaya çıkabileceğine ilişkin bilirkişi raporu dikkate alınmadan yazılmış olmasıydı. Kararda bahsedilen kanun maddeleri, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 30. maddesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... ... ... projesine ilişkin olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığını, dairenin teslim tarihinin 31.12.2007 olarak belirlendiğini ve yüklenicinin bu tarihi 6 ay daha uzatabileceğinin kararlaştırıldığını, teslim tarihinin üzerine 6 aylık ek sürenin geçmesine rağmen taşınmazın daha da geç bir tarih olan 02.08.2008 tarihinde teslim edildiğini, 6 aylık uzatmaya ilişkin hükmün haksız şart niteliğinde olduğunu belirterek ; taşınmazın geç teslimi nedeni ile hesaplanacak cezai şart tazminatının teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00 TL'nin ödenmesine, ayıpların davalılar tarafından giderilmesine, ortak alanların kullanılamamasından kaynaklanan zararın teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 9.000,00 TL'nin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kısmen kabulüne, 591,22 TL 'nin 02/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalılar ...... Tic. Ltd. Şti. ve ... Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyizi yönünden yapılan incelemede; 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK'nun 198.maddesi) alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.Yine TBK'nun 223 (BK'nun 198. maddesi) hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıda olup, ayıp ihbarı ihbarı için herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir.
Mahkemece, bozma sonrası alınan ek raporda bilirkişi heyeti, gizli ayıpların niteliklerine göre ‘söz konusu gizli ayıpların kısa süre içerisinde oluşmayacağı ve bu ayıpların normal vasıflardaki bir tüketicinin en az 1 yıl geçtikten sonra fark edilebileceğini’ rapor etmişlerdir. Mahkemece; ‘Davacının yaptırdığı bir mahkeme tesbiti yada davalıya gönderdiği ihtar bulunmadığı, davacı gizli ayıplar için ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirdiğini yasal delillerle ispatlamak zorunda oluğu, ... yönetimi ya da üçüncü kişiler tarafından yapılan mahkeme tesbitlerinin davacı adına da yapıldığı kabul edilemeyeceği belirtildiğinden ve ... yönetiminin veya diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmadığından ayıp iddiasına ilişkin tazminat talebinin yerinde olmadığı, ’gerekçesiyle davacının gizli ayıp talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de davacının 19.05.2007 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 02.08.2008 tarihinde teslim edildiği ve davacı tarafından 28.10.2009 tarihinde eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyleyken, davacının ileri sürdüğü ‘ gizli ayıplar ‘ yönünden; ayıpların en az 1 yıl içerisinde çıkabileceğine ilişkin bilirkişi raporu ile birlikte davacının taşınmazın teslim tarihinden sonra 14 ay 26 gün sonra dava açarak ayıp ihbarında bulunduğu da dikkate alınarak gizli ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
3-Davalıların temyizi yönünden yapılan incelemede; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01/01/2021 tarihinden itibaren 4.270 TL'ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalıların temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.