Esas No: 2021/9004
Karar No: 2022/3074
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9004 Esas 2022/3074 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, İstanbul Halkalı Toplu Konut Projesi’nden satın aldığı bağımsız bölümün geç teslimi ve ayıpları nedeniyle bedel farkı ve kira kaybının tazmini için dava açmıştır. Ancak mahkeme, davanın reddedilmesine karar vermiştir. Davacı, bu kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, davacının gizli ayıplar nedeniyle dava açmak için belirlenen süreyi ihlal ettiğini tespit etmiştir. Kararda, ayıp ihbarının süresinde yapılması gerektiği, ayıpların ortaya çıkma süresinin birkaç yıla kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, ayıp ihbarı için herhangi bir şekil şartı getirilmediği vurgulanmıştır. Bu nedenle, davacının diğer temyiz itirazları incelenmemiş ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 30. maddesi
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198. maddesi)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
İHBAR OLUNAN :
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, İstanbul Halkalı Toplu Konut Projesi”' nden 06.07.2006 tarihinde satın alınan bağımsız bölümün 16 aylık süre içinde teslimi gerekirken 26.08.2008 tarihinde geç olarak teslim edildiğini, bu hususa ek olarak teslimden sonra gerek kendi konutu gerekse blok ve site ortak yerleri ile ilgili ayıp ve eksikliklerin çıktığını ileri sürerek; eksik ve ayıplı işlerden dolayı ortaya çıkan bedel farkı (semen tenzili) ile geç teslimden kaynaklı kira kaybının tespit edilerek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, bilahare dosyaya sunduğu 06/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile gizli ayıplar ve eksik ifa nedeniyle toplam 19.693,00 TL değer azalması ile geç teslim nedeniyle 4.500 TL alacağın satış tarihi olan 06.07.2006 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalılar, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı da bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; ‘..tespit edilen gizli ayıpların 1 ile 3 yıl arasında çıkabileceğinin tespit edildiği anlaşılmış olup, davacının davalı ... Ltd. Şti.'ye karşı göndermiş olduğu 29/07/2009 tarihli dilekçe incelendiğinde; binadaki bozulan asansörlerden, hol lambalarından, sitede bulunmayan çimlerden ve güvenlik işinin ehil olmayan kişiler tarafından yapılmasına ilişkin hususlardan bahsedilmiş olup, dava dilekçesinde talep edilen ve gizli ayıp olarak tespit edilen ayıplara ilişkin herhangi bir ihbarda bulunulmamıştır. Davacının davayı 3 yıllık süre geçtikten sonra açtığı ‘gerekçesiyle ‘Davacının gider kaybı tazminatı hakkındaki talebi bakımından mahkememizin 04/11/2014 tarihli 2013/289 esas 2014/1770 karar sayılı kararı ile verilen kabul kararı bozma konusu yapılmadığından ve kesinleştiğinden bu alacak kalemi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının eksik ifa ve gizli ayıp nedeniyle alacak talebinin reddine’ dair karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK'nun 198.maddesi) alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması gerekmektedir. Öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Yine TBK'nun 223 (BK'nun 198. maddesi) hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıda olup, ayıp ihbarı için herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının 06.07.2006 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 26.08.2008 tarihinde teslim edildiği, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/164 Değişik İş sayılı dosyasında davacının adının tespit isteyenler arasında yer aldığı ve dairemizden geçen emsal dosyalarda da belirtildiği üzere, tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporunun davalılara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yine dosyada mevcut bilirkişi heyeti raporunda; gizli ayıpların ‘kullanım ile ortaya çıkan çevre, mevsim şartlarına göre değişkenlik gösteren, en erken 1 yıl içinde en geç olarak da 3 yıl içinde ortaya çıkacak nitelikte olduğu’ da belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, davacının ileri sürdüğü ‘gizli ayıplar ‘ yönünden; Kükçekmece 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/164 Değişik İş sayılı dosyasında davacının adının tespit isteyenler arasında yer aldığı hususu ile birlikte Dairemizden geçerek kesinleşen aynı site dava dosyalarının da değerlendirilmesi yapılıp, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenlerine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.