Esas No: 2021/1787
Karar No: 2022/1820
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1787 Esas 2022/1820 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararda, belirtilen tarihte trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan suça sürüklenen bir çocuğun 16 gün hapis cezası ve 3 yıllık denetim süresi ile cezalandırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı belirtiliyor. Ancak çocuğun denetim süresi içinde aynı suçu işlemesi üzerine hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve önceki hükmün açıklanmasına dair kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince yeniden ele alındığı ifade ediliyor. Kararda ayrıca, çocuk hakkında verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesinin 1. fıkrası gereğince yaptırıma çevrilmesi gerektiği ancak bu hususun gözetilmediği belirtiliyor. Son olarak, kararda Çocuk Koruma Kanunu'nun uygulanmasına dair madde ve yönetmelikler ile trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçuyla ilgili kanun maddelerinin de detaylı bir şekilde açıklanması isteniyor. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3, 6763 sayılı Kanun'un 16. maddesi öncesindeki 179/2, 31/3, 62/1. maddeleri ve TCK'nın 50. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesine göre açıklanan; 5237 sayılı TCK'nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 6763 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 179/2, 31/3, 62/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında Dairemizin 07.03.2018 tarihli ve 2017/10988 Esas, 2018/2543 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 6763 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 179/2, 31/3, 62/1. maddeleri gereğince 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi uyarınca 3 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin 20.09.2018 tarihli ve 2018/517 Esas, 2018/480 Karar sayılı kararının 22.10.2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde 12.07.2019 tarihinde TCK'nın 179/3. maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği ve Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 07.02.2020 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2020/119 Esas, 2020/248 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Kayden 18.03.1997 doğumlu olan 17 yaşındaki sürücü belgesiz suça sürüklenen çocuğun, 18.08.2014 günü, beyanına göre 3-4 adet bira içtikten sonra, gece saat 01.40 sularında, açık havada, aydınlatması bulunmayan meskun mahal sınırları dahilindeki orta refüjle bölünmüş, sathi kaplama, yüzeyi kuru, düz ve eğimli devlet karayolunda seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybederek, refüjü aşıp, yolun solundan yol dışı kalarak, yönetimindeki motorlu bisikleti devirmesi neticesinde kendi yaralanmasıyla sonuçlanan tek taraflı trafik kazasına neden olması akabinde başlatılan adli soruşturma kapsamında suça sürüklenen çocuk hakkında aynı gün saat 03.33'te düzenlenen genel adli muayene raporuna göre suça sürüklenen çocuğun 64 promil alkollü olduğunun saptanmış olması ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/7. maddesinde yer alan, “Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suça sürüklenen çocuğa yüklenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurlarının oluştuğuna ve temel cezanın asgari hadden tayin edilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinin 7. fıkrasında; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında basit yargılama usulünün uygulanmayacağının açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirme yapılmak üzere bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının temel cezanın asgari hadden tayin edilmesinin isabetsiz olduğuna, suça sürüklenen çocuk müdafiinin suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş sanıkların bir yıl ve daha az süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydının incelenmesinde sabıkasız olduğu anlaşılmakla, suç tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmamış olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen 16 gün hapis cezasının, TCK'nın 50. maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.05.2020 tarihli ve 2019/200 - 2020/206 sayılı; 17.03.2020 tarihli, 2017/922 - 2020/186 sayılı ve 20.11.2018 tarihli, 2016/986 - 2018/554 sayılı kararlarında vurgulandığı üzere, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal yönden inceleme yaptırılmasının zorunlu olmadığı; ancak, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği takdirde gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.