Esas No: 2020/3252
Karar No: 2022/1799
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/3252 Esas 2022/1799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların taksirle öldürme suçundan beraatine ilişkin karar, katılan tarafından temyiz edildi. Ancak mahkeme, sanıkların eylemlerinin kusurlu olarak kabul edilse bile ölüm ile arasında kesin bir illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığına dair tıbbi rapora dayanarak sanıkların beraatine karar verdi. Karar, istinaf mahkemesi tarafından da onandı.
Ancak, sanıklardan birinin ölmesi sebebiyle onun hakkındaki davada düşme kararı verilmesi gerektiği için, hüküm bu sebeple 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak bozuldu.
Kanun maddeleri: CMK’nın 223/2-e, 5237 sayılı TCK’nın 64/1., 5320 sayılı Kanunun 8., 1412 sayılı CMUK’un 321. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm katılan tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
(I) Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ...’un oğlu olan sanık ... ve ölen ...’ın 04.08.2014 günü eroin ve bonzai alarak ...’un da bulunduğu eve geldikleri, ...ve ...’in birlikte bu maddeleri kullandıkları, daha sonra ...’in rahatsızlandığını söyleyerek yatak odasında uyuduğu, ...’un sabah kalktığında ...’in yerde hareketsiz yattığını gördüğü, sanık ... ile beraber 112’ye haber verdikleri, ...’ın amfetamin grubuna ait etken bir madde olan MDMA ile sentetik kannabinoidler’den jwh-018 ve jwh-073 alımına bağlı gelişen intoksikasyon (zehirlenme) sonucu öldüğünün belirlendiği olayda,
Mahkemece, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 25/11/2015 tarihli raporunda, kişide zehirlenme bulgularının ortaya çıkması üzerine acil olarak hastaneye getirilmiş olması durumunda kurtulma ihtimalinin bulunduğu ancak eroin, esrar ve sentetik uyuşturucunun birlikte alındığı uyuşturucu zehirlenmelerinde zamanında uygun tedaviye başlanılması halinde de ölümün meydana gelebileceğinin tıbben bilindiği, sanıkların eylemlerinin kusurlu olarak kabul edilmesi halinde dahi kişinin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağının oybirliği ile mütala edildiği ve sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
(II) Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık ...’un 23.04.2016 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 09.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.