13. Hukuk Dairesi 2020/38 E. , 2020/2751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, ... 4. İş Mahkemesi’nin 2010/255 esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açılan davada vekili sıfatı ile davayı takip ettiğini, dava devam ederken davalının her bir avukatın ücretini ayrı ayrı ödeyeceğini beyan etmesi üzerine davalının başka bir avukata daha vekalet vermesine ve o avukatın duruşmalara girmesine rağmen vekillikten çekilmediğini, davalının son celse haber dahi verilmeden üçüncü bir avukata davaya girmesi talimatı verdiğini, davayı sonuçlandırmasına rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini ve haksız olarak azledildiğini, bunun üzerine vekalet ücretinin tahsili için başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazimatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... 5. İcra Müdürlüğünün 2013/378 sayılı icra takibinin 17.380,72 TL vekalet ücreti ve 11.166,68 TL karşı yan vekalet ücreti toplamı olan 28.547,40 TL üzerinde devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı avukatınca temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek mahkemece, kısa kararda “ icra takibinin 17.380,72 TL vekalet ücreti ve 11.166,68 TL karşı yan vekalet ücreti toplamı olan 28.547,40 TL üzerinde devamına,” yazılmasına rağmen gerekçeli kararda, davacının talep edebileceği akdi vekalet ücretinin 17.093,78 TL olduğu belirtilmiş ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Açıklanan bu durum, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi