6. Hukuk Dairesi 2021/5070 E. , 2021/1277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekilince açılan, alacak davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 2021/2141 Esas, 2021/2749 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemiz (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 490,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 08.11.2021 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı vekili, kooperatif başkanı olan ...’ın yetkisi bulunmadığı halde kooperatifin davalı banka nezdinde bulunan hesabından 472,000 TL’yi kooperatife arsa alınmak üzere başkalarına havale yaptığı, ancak kooperatife arsa alınmadığı bu para karşılığı danışmanlık faturası aldığı, böylece kooperatifi zarara uğrattığı belirtilerek şimdilik 100,000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kooperatife ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, davalı ... hakkında, zamanaşımından davalı banka açısından ise davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, zamanaşımının gerçekleşmediğini ve aynı konuda Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasınında incelenerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, karar düzeltme talebide reddedilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sonucunda, mahkemece bozmaya uyduktan sonra, “davacının kooperatif ortağı olduğu, kooperatif zararının tazmini için dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığı“ belirterek bu kez davayı usulden reddetmiştir.
Bu kararın temyizi üzerine kararın onanmasına karar verilmiş ve davacı tarafın karar düzeltme talebi Dairemizin Sayın çoğunluğunca reddedilmişse de, bu karara iştirak etmek mümkün değildir. Şöyle ki;
İlk bozma kararında, “sair temyiz itirazlarının reddine“ dendikten sonra sadece yukarıda zikredilen nedenlerle karar bozulmuş ve mahkeme bozma kararına uymuştur. Bu durumda davacının aktif husumet (sıfat) ehliyetinin varlığı kesinleşmiş ve bu konuda usuli kazanılmış hak doğmuştur. Yerel mahkemenin bozmadan sonraki yargılamada sıfat ehliyetinden davanın reddine karar vermesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekirken onanmıştır. Bu nedenle karar düzeltme talebinin kabulü gerekirken Sayın çoğunluğun karar düzeltme isteminin reddine dair kararına muhalifiz.
Öte yandan yerel mahkemenin, “davacının, kooperatifin zararının tazmini için dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığı” gerekçesi de Kooperatifler Kanunu ve TTK hükümlerine aykırıdır. Zira, kooperatif ortağının yönetim kurulu üyelerinin eylemlerinden doğrudan veya dolaylı zarar görmesi halinde zararın kooperatif adına tazminine karar verilmesini isteyebileceği KK’nın 98. madde yollaması ile TTK’nın 555. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
Bu nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulü ile usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak esas hakkında karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması yerine karar düzeltme talebinin reddine dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifiz.