1. Hukuk Dairesi 2017/4084 E. , 2020/871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, vekili olan davalılar ile yaptığı anlaşma uyarınca TMSF’den satın alınan 9383 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümün tapuda adına tescilinin sağlanacağı kararlaştırılmış iken davalıların taşınmazı devretmedikleri gibi tadilata başladıklarını, gönderdiği satış bedelinden ise 50.000,00 TL avukatlık ücretini kesip kalan parayı iade ettiklerini, davalıların hasta olduğunu bildikleri halde güvenini kötüye kullandıklarını, aynı taşınmazın ilk ihalesi için teminat olarak yatırılan 10.000,00 TL bedeli de satış düştüğü hâlde iade etmediklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, birinci ihale için teminat bedeli olarak yatırılan 10.000,00 TL’nin ve çektiği korku, acı ve üzüntü nedeniyle de 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili isteği ile eldeki davayı açmıştır.
Davalılar, dava konusu taşınmazın davacının ipotek borcundan dolayı Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü"nün 2000/526 talimat sayılı dosyası ile 01.06.2001 tarihinde alacaklı Etibank A.Ş.’ye alacağına mahsuben satışının yapıldığını, ardından mülkiyeti TMSF’ ye geçen taşınmazı yapılan üçüncü ihale sonucunda satın aldıklarını, o tarihten beri yeri kullanan davacıdan taşınmazı tahliye etmesi istenince eldeki davanın açıldığını, davacı adına ihaleye girildiği ve diğer iddiaların doğru olmadığını, ihale bedelini iki adet taşınmazını satarak ve bankaya konut kredisi için müracaat etmek suretiyle ödediklerini, davacının kendilerini hukuki ve mali olarak ibra ettiğini, inanç sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tapu iptal ve tescil ile 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili isteklerinin kabulüne, manevi tazminat isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin karar, Dairece; ‘’ … Yukarıda açıklanan ceza davasında tartışılıp kabul edilen somut olgular dikkate alındığında, dava dışı TMSF tarafından satışa çıkartılan çekişme konusu taşınmazın ihalesine davacı adına katılmak üzere anlaşan ve aynı zamanda davacının avukatı olan davalı ...’ün anılan taşınmazı adına ve eşi diğer davalı adına tescil ettirmek suretiyle vekâlet görevini kötüye kullandığı, diğer davalı ...’nın da davalı ... eşi ve davacının vekili olması sıfatıyla durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu belirlenmek suretiyle tapu kaydının iptali ve tescil isteğinin kabul edilmiş olması ve davacının aynı taşınmazın birinci ihalesi için 09.06.2004 tarihinde yatırmış olduğu teminat bedelinin birinci ihale sonuçsuz kaldığı halde davacıya iade edilmediği tespit edilerek maddi tazminat isteğinin de kabulü kural olarak doğrudur. Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince; hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 97. maddesinde; “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir” hükmü öngörülmüştür. Somut olayda ise, her ne kadar davacı ihale bedeli olarak 13.09.2004 tarihinde 166.500,00 TL parayı davalılar hesabına havale etmiş ise de, daha sonra davalıların 14.09.2004 tarihinde anılan paradan 55.000,00 TL’yi vekâlet ücreti olarak ayırıp kalan 104.962,00 TL yi davacıya iade ettikleri banka kayıtları ile sabittir. Bu durumda, dava konusu taşınmazın ihale bedeli olan 165.000,00 TL yi Türk Borçlar Kanunu"nun 97. maddesi hükmü uyarınca mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi, anılan bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi sağlandıktan sonra tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline, ihale bedelinin de davalılara karar kesinleştiğinde ödenmesi şeklinde bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Diğer taraftan, davacı, davaya konu taşınmaza ilişkin olarak davalıların yapmış olduğu eylem ve işlemler nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuş, mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere, Anayasanın “Temel hak ve hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Somut olayın davacının, avukatı olan davalıların, TMSF" den davacı adına ihaleye girerek satın aldıkları taşınmazı adlarına tapuya tescil ettirmeleri şeklinde gerçekleştiği, davalıların bu eylemlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilemeyeceği tartışmasızdır ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; tapu iptal ve tescil ile 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili isteklerinin kabulüne, davacılar tarafından depo edilen 165.000,00 TL’nin karar kesinleştiğinde nemalarıyla birlikte davalılara payları oranında ödenmesine, manevi tazminat isteğinin ise reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.965.25. TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 13.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.