Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/126
Karar No: 2019/7335
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/126 Esas 2019/7335 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/126 E.  ,  2019/7335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Bölge adliye mahkemesi kararının davacı ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan ... vekilince de duruşmalı talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbiri uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve asağıdaki karar verildi.
    KARAR
    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin geçirdiği iş kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 70.000,00 TL’ye artırmış ve başvurma harcını yatırmak suretiyle 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, tazminat alacaklarına kaza tarihinden faiz işletilmesini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalılar vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yer verilen ünvanda bir şirket bulunmadığını, müvekkillerinin unvanlarının eksik yazıldığını ve usul hukuku uyarınca davalı sıfatında ıslahın mümkün olmadığını, her iki davalının şirket merkezlerinin yetki alanı dışında kaldığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu, esas yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddini, işyeri güvenliğinin sağlanmadığı iddiasının yerinde olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
    İlk Derece Mahkemesince, davacının davalı ... Denizcilik ve Ticaret AŞ yönünden açmış olduğu davasının usulden reddine, davalı ... Deniz İşletmeciliği Aş yönünden ise davacı lehine 9.058,01 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/10/2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
    İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı ve davalı ... Deniz İşletmeciliği AŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise manevi tazminat yönünden kabul edilerek, yerel mahkeme kararı kaldırılmak suretiyle esas hakkında karar verildiği, davacı lehine 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/10/2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, diğer hususlarda ilk derece mahkemesi kararında belirtilen şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
    E) Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihte davalı ... Denizcilik ve Ticaret AŞ’nin ticaret sicil kaydının aktif olduğu, re’sen terkin edilmesinin sonucu olarak davanın reddine karar verilemeyeceğini, maddi tazminat isteminin 26.371,61 TL’ye düşürüldüğü halde ıslah edilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, SGK’nın işgörmezlik ödemesi ödenmediğine dair yazısı dosyada bulunduğu halde işgörmezlik ödeneği ödenmiş gibi 12.174,63-TL"den 3.116,62-TL kesilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, dolar karşılığı maaşı hesap edildiğinde tazminat alacağının 26.371,61TL olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı ... Deniz İşletmeciliği AŞ vekili temyiz dilekçesinde özetle; SGK müfettiş raporunda davacıya bağışlanamaz derecede kusur verilmişken, dosyadaki raporda %70 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, ATK’nın matbu olarak 6 ay geçici iş göremezlik süresi belirlediğini bu tespitin hatalı olduğunu, manevi tazminatın fazla olduğunu belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, 21/10/2001 tarihinde gerçekleşen iş kazası sonucu sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı şirketler tarafından işletildiği anlaşılan gemide 1. zabit olarak çalıştığı, olay günü filikanın bakımını takiben, filikanın denenmesi için kazalı ile beraber iki personelin filikaya bindiği ve filikanın suya indirileceği sırada filikayı tutan kancanın koptuğu ve filikanın kontrolsüzce denize düştüğü kazalının da filikadan düşerken yaralandığı, olayın SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, maluliyet oranın %0 olarak kesinleştiği, iş kazasının gerçekleşmesinde davalı şirketlerin müştereken %70 oranında kusurlu olduğu kabul edilirken, davacının ise %30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, hesap bilirkişiden alınan 01/08/2016 tarihli raporda tazminat alacağının 13.926,31 TL olarak hesap edildiği bu miktardan geçici iş göremezlik ödeneği olarak belirtilen 944,73 TL’nin %70’i miktarındaki rücuya kabil kısmı tenzil edilerek maddi tazminat alacağının 13.265,00 TL olarak tespit edildiği, taraf itirazları üzerine alınan 31/10/2016 tarihli ek raporda ise 2001 yılı Ekim, Kasım Aralık ve Ocak aylarında imzasız bordrolar doğrultusunda yapılan ücret ödemeleri tenzil edilerek maddi tazminat alacağının 9.058,01 TL olarak belirlendiği bu rapora itibar edilerek maddi tazminat alacağının belirlendiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında hesap raporundan ödeme altında yapılan tenzilatlar noktasında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.Aynı zamanda işveren tarafından yapılan bir ödemeden bahsedilebilmesi için, tazminat alacağına mahsuben yapıldığının açıkça anlaşılabilmesi bu yönde bir çekişmenin bulunmaması gerektiği açıktır. Bu açıklamalar doğrulttusunda dosyanın incelenmesinde ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 27/02/2017 tarihli yazısına göre geçici iş göremezlik ödemesinin 22/09/2011 tarihinde ödeme emrine bağlandığı, 5510 sayılı Kanunun 97.maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı içerisinde çekilmediğinden 31/12/2016 tarihinde emanet hesabına gelir kaydedildiğinin bildirildiği, öte yandan davalıya yapılan maaş ödemelerinin tazminat alacağına mahsuben yapıldığının kabul edilemeyecek olması karşısında anılan miktarların tazminat alacağından indirilmesi mümkün değildir.
    O halde yapılacak iş maddi tazminat alacağından geçici iş göremezlik ödeneği olarak belirtilen ama davacıya fiilen ödenmeyen miktar ile maaş ödemelerinin tazminat alacağından tenzil etmeksizin davacının maddi tazminat alacağının 13.926,31 TL olduğunu belirlemekten ibarettir.
    3- Taraflar arasında davalı ... Denizcilik ve Ticaret AŞ’nin tazminat alacağından sorumlu olup olmadığı noktasında da uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Geçici 7. maddesi gereğince;
    a) 24/6/1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış anonim şirketler ile limited şirketler.
    b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 1/7/2015 tarihine kadar münfesih olan anonim ve limited şirketler.
    c) Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler.
    d) Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.
    e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler’in
    01/07/2015 tarihine kadar tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi işlemlerinin yapılacağı, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı, düzenleme altına alışmıştır.
    Somut olayda, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün17/10/2016 tarihli yazı cevabından, davalı ... Denizcilik ve Ticaret AŞ’nin 31/07/2013 tarihinde 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesi gereğince re’sen terkin edildiğinin dosyaya bildirildiği, davacı tarafından şirketin ihya edilmediğinden bahisle usulden red kararı verilmiş ise de; hakkında açılmış dava bulunan davalı şirketin re’sen terkin işleminin yapılamayacağı bu yönüyle ihyasını gerektirecek bir işlemin de olmadığı açıktır.O halde bu davalı şirket yönünden de yargılamanın esasına girişilerek, tazminat alacağından sorumlu olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde usulden red kararı verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ..."ne yükletilmesine,
    dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 02/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi