MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : ...
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : 1) 18/01/1988 tarihli hükmün yerine, 5237sayılı TCK.nın 149/1-a,c,d, 53/1.maddeleri gereğince 14 yıl hapis cezası
2) Birleşen 1983/79 esas sayılı dosyadan verilen cezanın aynen infazına dair.

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

1-Hükümlü ... hakkında, mağdurlar ...,....e yönelik eylemleri nedeniyle, 24/03/1983 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan (Birleşen 1983/79 esas sayılı) dava dosyasında, 18/01/1988 gün ve 1987/52 Esas, 1988/1 sayılı kararı ile 765 sayılı TCK"nun 497/1, 80. maddesi uyarınca verilen 17 yıl 6 ay ağır hapis cezasına ilişkin hükmün aynen infazına dair karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre TCK"nın 53. madde uygulamasının infazda gözetilmesi olanaklı görülerek yapılan incelemede;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, hükümlü ...’in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

2-Hükümlü ... hakkında, müşteki Ali Kaya"ya yönelik eylemin nedeniyle 18/03/1983 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan (Birleşen 1983/71 esas sayılı) dava dosyasında gasp suçundan verilen 18/01/1988 gün ve 1987/52 Esas, 1988/1 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün iptali ile 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a,c,d maddeleri gereğince 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Hükümlü ...’in, suç ortağı olan.... ile birlikte, olay günü, Habilli Köyü kumocağı mevkiinde kurdukları barikat vasıtasıyla, kullanımındaki araçla, iştettiği kumocağına gitmekte olan yakınan Ali Kaya’yı durdurup, silahlarını çekerek aracından indirdikleri, yaklaşık 900 metre uzaktaki tenha bir mahalle zorla götürdükleri, burada mağdurun el ve ayaklarını bağlayıp, üzerinde bulunan 75,00.-TL. para ile, altın künyesini, altın yüzüğünü, saatini ve çantasını alıp kaçtıklarının, olayın kapsamından anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin bir bütün halinde 765 Sayılı TCK" nun 499/1-2.cümle ve 59/2. maddesindeki suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın ise 149/1-a,c,d, 53 ve 109/2, 3-a-b, 53 maddelerinde düzenlenen suçları oluşturduğu,

5237 sayılı Yasaya göre eylemine uygulanması gereken anılan yasanın 149/1-a-c-d ve 109/2-3-a-b maddeleri olup, bu şekilde mukayase yapılmasına ve lehe kanunun belirlenmesine yasal bir engel olmadığı, çünkü lehe yasanın belirlenmesinde, somut olayın ele alınıp uyarlama yapılması zorunlu olduğundan, uyarlama yargılamasında verilen hükümlerin kazanılmış hak teşkil etmediği, Yüksek Ceza Genel Kurulu ve Dairelerin istikrarlı uygulamalarının da bu yönde olduğu, dikkate alındığında;

5237 sayılı TCK’nın Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ışığında lehe olan yasanın yerinde yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ..."in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 26.04.1988 tarihli kesinleşmiş ilk hükümdeki ceza süresini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.