10. Hukuk Dairesi 2015/2385 E. , 2015/10203 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kömür madeni ruhsat ve tesislerinin kıymet takdirine itiraz ve yeniden kıymet takdiri ile usulsuz tebligatlarında olması nedeniyle satış işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatının temyizi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde; "(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: ... c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri... (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesi gözetilerek, davacıların sıfatları doğru olarak ve takdir edilen kıymet ile tarihi hükme yazılmalıdır.
2-) Özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri, üçüncü kişilerden olan alacaklarını “kamu gücü”nün yardımını kullanarak tahsil edebilirler. Söz konusu kamu gücünün yardım ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Şüphesiz Devlet de özel hukuk kişisi olarak davrandığında, anılan kanun hükümlerinden yararlanarak alacağını tahsil edecektir. Ancak, kamu hizmetinin karşılanması amacıyla devletin kamu gücüne göre koyduğu mali yükümlerden doğan alacaklar olarak tanımlanan kamu alacaklarının tahsilinde Devlet kamu gücünün kullanımını Özel Hukuk’tan doğan alacaklar bakımından yetkili kılınan mercilerden istemez. Kamu gücünü Devlet bizzat kendisi kullanır. Bu konudaki usul ile ilgililerin hak ve ödevleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’la düzenlenmiştir.(Turgut Candan; Açıklamalı A.A.T.U.H.K. Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s;3)
6183 sayılı Kanun kapsamında haczedilenlerin kıymet takdiri anılan Kanun’un 91’inci maddesinde düzenlenmiş olup, kıymet takdirine karşı başvurulacak kanun yolu gösterilmemiştir. Ancak bu yönde, Danıştay 3. Dairesinin 27.9.2013 tarih, 2013/7453 Esas, 2013/3731 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Gayrimenkul Malların Haczi ve Satışı" başlıklı üçüncü bölümünde, satış öncesinde, haciz, satış komisyonlarının oluşturulması, değer biçme, satış şartnamesinin hazırlanması, satış ilanı ve ihale yapılması gibi bazı işlemlere ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmiş olup, söz konusu işlemlerin herbirinin idarenin tek taraflı olarak idari icra gücüyle tesis edilen zincir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olup, satış komisyonunca takdir edilen bedel üzerinden taşınmazların satışa çıkarılacağı ve satış bedeli üzerinden vergi/prim borcunun karşılanacak olması nedeniyle davacının hukuksal durumunun etkilendiğinin açık olduğu göz önüne alındığında ortada iptal/itiraz davasına konu olabilecek nitelikte, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunduğu sonucuna varıldığından, söz konusu işleme karşı dava yoluyla iptal/itiraz ve yeniden bedel tespiti istenebileceği kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede eldeki davada; mahkemece, kıymet takdiri yapılmış ise de, hükme dayanak bilirkişi raporunda belirlenen kıymet ile Kurumun yaptırdığı kıymet takdiri sonucu belirlenen değer arasında 54 kattan fazla fark olduğunun anlaşılması karşısında raporlar arasında oluşan bu fahiş farka ilişkin çelişkinin giderilmesi gerekir.
Bu nedenle; ..... vb. Kamu kurumlarındaki dava konusu mahcuzlara ilişkin tüm veri ve belgeler celbedilerek konu hakkında ve iktisadi bilgisi olan maden mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan, keşif yapılmak suretiyle, gerek Kurumun kıymet takdiri yaptırdığı tarih ve gerekse güncel tarih itibariyle davaya konu mahcuzların gerçek kıymetlerinin belirlendiği ve yukarıda belirtilen çelişkinin nedenlerinin açıklandığı yargısal denetime elverişli rapor alındıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre infaza elverişli bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözardı ederek eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.