Esas No: 2022/974
Karar No: 2022/3256
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/974 Esas 2022/3256 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/974 E. , 2022/3256 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının İstanbul, Gaziosmanpaşa ... Mahallesi, 8 Pafta, ... Parsel numaralı bodrum katta bulunan taşınmazını 27.000,00 TL bedelle kaba ... halinde tam daire olduğunu söylemek suretiyle hileli olarak 10.09.2007 tarihinde 1/2 hisseli olarak kendisine sattığını, bedelini peşin ve nakden aldığını, tam olarak sanıp aldığı dairenin içini yaptırmak için 20.000,00 TL harcadığını, taşınmazın diğer yarısının kömürlükten katılmış olduğunun tespit edildiğini, davalının satmış olduğu dairenin ayıplı çıktığını ileri sürerek, taşınmazın iadesini ve taşınmazın rayiç değeri ile iyileştirme gideri olan toplam 47.000,00 TL’nin yasal faizi ile tarafına ödenmesini talep ve dava etmiş, 03.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile; davalı adına tapuda kayıtlı olan ½ hissenin iptal edilerek kendi adına tescil edilmesini, bunun kabul edilmemesi halinde ise bilirkişi raporu doğrultusunda(fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) taşınmazın rayiç değeri ile iyileştirme gideri olan toplam 60.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, 06.10.2021 tarihli dilekçesi ile, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak talep sonuçlarının açıklanmasına dair beyanlarını sunarak; bilirkişi raporunda taşınmazın rayiç bedeli ve iyileştirme giderinin ayrı ayrı hesaplandığını, bu nedenle ıslah dilekçesinde bilirkişi raporunda belirlenen rayiç bedel ve iyileştirme giderinin talep edildiğini belirterek, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi raporu ile belirlenen 60.000,00 TL rayiç bedel ve konut için yaptığı 20.000,00 TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, bilirkişi raporu ile belirlenen 60.000 TL rayiç bedel ve davacının konut için yapmış olduğu 20.000 TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000 TL’den 47.000 TL ye ilk dava tarihi olan 03.09.2012 , bakiye 33.000 TL ye ıslah tarihi olan 03.03.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ve dava konusu olan ... Mah ... Parsel Bodrum Kat 1 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/12/2016 tarihli ve 2016/28633E–2016/24030K. sayılı kararıyla; Somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki konut satışından kaynaklandığı anlaşılmakta ise de, davalının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun tanımladığı şekilde konutu ticari veya mesleki amaçla satıp satmadığı anlaşılamadığından, mahkemece, öncelikle bu yönde araştırma yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, bilirkişi raporu ile belirlenen 60.000-TL rayiç bedel ve davacının konut için yapmış olduğu 20.000 TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000 TL den 47.000 TL ye ilk dava tarihi olan 03.09.2012, bakiye 33.000 TL ye ıslah tarihi olan 03.03.2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ve dava konusu olan ... Mah ... Parsel Bodrum Kat 1 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline, dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/10/2020 tarihli ve 2020/4787E–2020/5557K. sayılı kararıyla uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada; taraflar arasında yapılan sözleşme ile davalının bağımsız bölümün 1/2 payını davacıya sattığı, diğer 1/2 payını bir başka şahsa sattığı, gayrimenkulün sığınak olan bölümlerini bağımsız bölüme katarak projeye ve imara aykırı ... yapıldığı, davalının eksikleri gidereceği vaadini yerine getirmediği, davacının daire içindeki eksiklikleri kendisinin tamamlayarak bağımsız bölümü oturulacak hale getirdiği, davacının bağımsız bölümün tamamı yerine 1/2’sinin tapu devri yapılarak yanıltıldığı sözleşmeden cayarak dairenin rayiç bedeli ve yaptığı iyileştirme bedellerini talepte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, bilirkişi raporu ile belirlenen 60.000,00-TL rayiç bedel ve davacının konut için yapmış olduğu 20.000-TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000,00-TL'den, 47.000,00-TL'ye ilk dava tarihi olan 03.09.2012, bakiye 33.000,00-TL'ye ise ıslah tarihi olan 03.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu davacı adına kayıtlı olan İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Parsel, Bodrum Kat, 1 nolu bağımsız bölümün, 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline, İİK'nun 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin derhal ilgili Tapu Müdürlüğüne bildirilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dava, konut satışından kaynaklı tazminat davasıdır. Davacı, taşınmazın iadesi ile dairenin rayiç bedeli ve yaptığı iyileştirme bedelini talep etmiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kavram olarak; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine ıslah denir. (HUMK m.83, HMK m.176) Eş söyleyişle ıslah, iyiniyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.
Islahın temel amacı, dava değiştirme yasağını, hasmın rızasını almaya gerek duymadan aşmak; böylece yeniden dava açma yükünden kurtularak, davaya getirilmesi unutulan vakıaları davaya dahil etmek, dava sebebini değiştirmek ya da ibraz ile ikame edilmesi ihmal edilen delilleri davada ileri sürme olanağını tarafa sağlamaktır (... ve Uygulama Işığında Medeni Usul Hukukunda Islah, 2010, s.17). Uygulamada gözetilmesi gereken ve yukarıda izah edilen denge olgusu, bazı hallerde ıslah yoluna başvurulmasına engel oluşturur. Bu noktada, istem sonucu kavramını açıklamak gerekir. İstem sonucu, dava konusunu belirleyen tek ve asıl ögedir. Öğretide istem sonucu, mahkemeden istenilen şey olup davanın mevzuunu teşkil edeceği (..., İ. E., Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6.Bası, İstanbul 1975) ve mahkemenin davayı kabul etmesi halinde kararında neyi hüküm altına alacağı hususunun açıkça beyan edilmesi keyfiyeti olarak anlaşılmaktadır. (... E., Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, 3. Baskı, Ankara 1978) Dava konusunun ne olduğu istem sonucu ile belirleneceğine göre, istem konusu ile dava sonucu iddianın ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı ve bu nedenle de ıslah kurumu açısından bir özdeşlik göstermektedir (..., E., Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Değiştirilmiş 2. Bası, Ankara-2010, s.190). Dava konusunda yapılacak değişiklik, iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında kalmakla birlikte, ıslah yolunun işletilmesi ile sağlanabilmektedir. Bu halde, dava konusunun veya istem sonucunun değiştirilmesi yönünde yapılabilecek değişiklik tamamen ıslah veya kısmen ıslah şeklinde gerçekleşebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesinde; “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” şeklinde düzenleme mevcut iken 181. maddede kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği kabul edilmiştir.
Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece, dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise, önceden yapılan usuli bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Bu halde, davacının talep sonucunu artırdığı miktar üzerinden ¼ nispi harç yatırması gerekir (Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayıncılık, 2020, s. 1204 – 1206). Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, ıslahın harca tabi olması nedeniyle değil, istem sonucunu arttırmanın harca tabi olması nedeniyle harç yatırma zorunluluğunun bulunmasıdır. Bu itibarla, yapılan ıslaha rağmen, dava konusunun miktarı artmamışsa, harç yatırılması gerekmemektedir (..., E.: (Medeni Yargılama Hukukunda) Islah, 4. Baskı, Ankara, 2013, s. 536)
HMK’nın 176/2. maddesine göre ise, aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
Somut olaya gelince; dava dilekçesindeki talep incelendiğinde, taşınmazın iadesi ve taşınmazın rayiç değeri ile iyileştirme gideri olan toplam 47.000,00 TL’nin davalıdan tahsili istemli olarak dava açıldığı, yargılama devam ederken 03/03/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı, davalı adına tapuda kayıtlı olan ½ hissenin iptal edilerek kendi adına tescil edilmesini, bunun kabul edilmemesi halinde ise bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın rayiç değeri ile iyileştirme gideri olan toplam 60.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini isteyerek davasını ıslah etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili daha sonra sunduğu 06/10/2021 tarihli dilekçesi ile, ıslah dilekçesinde bilirkişi raporunda belirlenen rayiç bedel ve iyileştirme giderinin talep edildiğini belirterek, bilirkişi raporu ile belirlenen 60.000,00 TL rayiç bedel ve konut için yaptığı 20.000,00 TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istediği şeklinde talep sonucunun açıklanmasına dair beyan dilekçesi sunmuştur. Davacının işbu talep açıklama dilekçesindeki beyanı, 03/03/2014 tarihli ıslah dilekçesindeki talep sonucu gözetildiğinde ıslah niteliğindedir. Bu durumda ıslah işlemi Kanun gereği ikinci kez yapılamayacağından, Kanun'un getirdiği sınırlamaya aykırı şekilde yapılan 06/10/2021 tarihli ıslah işleminin yok hükmünde sayılması gerekmektedir. Yok sayılan işlem hüküm ve sonuç doğurmadığından bu işleme dayalı olarak karar verilmesi imkanı da bulunmamaktadır.
Hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü ve HMK’nın 176/2. maddesi gereği taraflarca ıslaha bir kez başvurulabilir, sonraki beyanların ıslah olarak kabulü mümkün değildir; bu nedenle davacı vekilinin 03/03/2014 tarihli ıslah dilekçesi ilk ıslah niteliğinde olup bu talebe değer verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece 2. kez yapılan ıslah talebi dikkate alınarak 60.000,00 TL rayiç bedel ve davacının konut için yapmış olduğu 20.000,00 TL iyileştirme bedeli olmak üzere toplam 80.000,00 TL üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.