Esas No: 2021/4288
Karar No: 2022/1930
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4288 Esas 2022/1930 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının tazminat talebi kısmen kabul edilerek, 1.389,08 TL maddi ve 2.800 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği belirtilmiştir. Karar temyiz edilmiş ve yapılan incelemeler sonucunda davacının 466 sayılı Kanun gereğince tazminat talebinin kabul edilmesine hükmedilmiştir. Davacının yağma suçundan 203 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraat ettiği ve beraat hükmünün kesinleştiği belirtilmiş; davacının 21.500 TL maddi ve 21.500 TL manevi tazminat talebine ilişkin söz konusu davada süre yönünden reddine karar verildiği ifade edilmiştir. Kararda, davacının tazminat talebi için 466 sayılı Kanun kapsamında olması gerektiği, kesinleşen beraat kararından haberdar olmasının aranması gerektiği ve tazminat davasının 10 yıl içinde açılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, yazılı şekilde hüküm tesis edildiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş ve davacıya ödenen tazminat miktarı yeniden hesaplanarak belirlenmiştir. Detaylı açıklamalar için Ceza Muhakemesi Kanunu, Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ve 466 sayılı Kanun'a atıf yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle; 1.389,08 TL maddi ve 2.800 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/1962 Esas – 2005/1376 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yağma suçundan 11.07.2003 – 30.01.2004 tarihleri arasında 203 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 27.12.2005 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunda öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 21.500 TL maddi, 21.500 TL manevi tazminat talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine; Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde;
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, İstanbul Anadolu 21. Hukuk Mahkemesinin 15/04/2014 tarih, 2013/1103 – 2014/411 sayılı kararı ile velayet altına alınmak suretiyle kısıtlanan davacının velisine açılan davaya muvafakatinin olup olmadığı hususu sorulmadan, yargılamaya devamla davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm tesisi, kabul ve uygulamaya göre de;
Dava dilekçesinde miktar belirtmeksizin maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğunun görülmesi karşısında, davacıya bu hususla ilgili talebinin açıklattırılması gerektiğinin nazara alınmaması,
Davacı hakkındaki tutuklama işleminin 1 Haziran 2005 tarihinden önce gerçekleştiğinin iddia edilmesi karşısında 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davacının tazminat talebi 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu, Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği, ayrıca Ceza Genel Kurulunun 06/05/2014 tarih ve 141-229 sayılı kararında 466 sayılı Kanuna göre incelenen tazminat davasının usul ve yasaya uygun yapılan kesinleşmesinden itibaren her halükarda 10 yıl içinde açılması gerektiği kabul edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06/05/2014 tarih ve 141-229 sayılı kararı dikkate alınarak, 10 yıllık sürenin "hükmün kesinleşme tarihinden” itibaren başlayacağı hususu gözetilip, öncelikle kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılıp, eğer tebliğ edilmemiş ise 10 yıllık sürenin hükmün kesinleşme tarihi olan 27/12/2005 tarihinden itibaren başlayacağı, bu kapsamda 27/03/2015 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği nazara alınmadan, yazılı şekilde hüküm tesis edildiği gerekçesiyle bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp; 1.389,08 TL maddi ve 2.800 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacının ve davalı vekilinin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak; ONANMASINA, 14.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.