18. Ceza Dairesi 2016/8975 E. , 2019/362 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre gerekçeli karar başlığında sanık müdafiinin adının yazılmamasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu kabul edilmekle dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın aşamalardaki savunmalarında görevli polis memurları ile aracının bağlanması konusunda tartışmaları üzerine aralarında itiş kakış olduğunu belirtmesi ve babasının olay yerinde olduğunun görevli polis memurlarının beyanlarından anlaşılması karşısında sanığın yanında bulunan babasının ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden TCK"nın 29., hakaret suçu yönünden ise anılan Kanunun 129. maddelerinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulması,
2- TCK’nın 179/3. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, alkol veya uyuşturucu maddenin kullanımının yeterli olmadığı, Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, böyle bir tespit yapılmamış olsa bile, bireysel faklılıkları da elemine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulünün gerekmesi, olay sırasında emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olduğuna dair dışa yansıyan herhangi bir davranışı saptanmamış olan sanığın, olay günü saat 00:09"da yapılan trafik uygulamasında alkolmetre ile yapılan ölçümde 0.81 promil alkollü, aynı gece saat 01:00’da düzenlenen hastane raporunda ise 0.64 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında; alkol miktarının 100 promilin altında kaldığı ve dosya kapsamından sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğine dair başkaca bir delil veya tespit de bulunmadığı halde beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3) Kabule göre de;
a) Sanığın, görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla görevliye karşı gerçekleştirmesine karşın, TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
b) TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.