23. Hukuk Dairesi 2016/7347 E. , 2019/4793 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
ASIL DAVADA DAVACI- BİRLEŞEN DAVADA
ASIL DAVADA DAVALI-BİRLEŞEN DAVADA
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı birleşen davada davalı şirket vekili avukat ..."ın gelmiş, başka gelen olmadığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete inşaat, nakliyat ve hafriyat hizmeti sunduğunu, sunulan hizmet sebebiyle oluşan müvekkil alacağının davalıdan talep edildiğini, fakat davalının ödemediğini, iki adet faturadan kaynaklı toplam 74.956,90 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 4.İcra Müdürlüğü’nün 2013/2774 E. sayılı dosyasında takip yapıldığını, davalı tarafın takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, aksine davacıdan 38.417,74 TL alacağının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin inşaat sektöründe karşılıklı ticari faaliyetlerde bulunduğunu, aralarındaki ticari ilişki ve müvekkilinin davalı şirkete 5 adet aracını satması nedeniyle alacaklı olduğunu, 38.417,74 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2013/7872 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile müvekkil lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının vermiş olduğu nakliyat ve hafriyat hizmeti sebebiyle 93.748,26 TL alacağının bulunduğu, ancak taleple bağlı kalınarak 74.956,90 TL alacağının mevcut olduğu, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürülmediği, alacağın likit olduğu, birleşen dava yönünden, davacının tanzim ettiği araç satış faturalarının davalı borcu olarak kayıtlara geçirildiği, faturaya istinaden düzenlenen 5 adet senet bedellerinin yine davalı adına borç olarak kayıtlara intikal ettirdiği, senet asıllarının davalı elinde mevcut olduğu, davacı tarafça davalı aleyhine mükerrer borç kaydının yapılmış olduğu, davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2013/2774 E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 74.956,90 TL asıl alacak üzerinden ve icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak sureti ile devamına, hüküm altına alınan itirazlı alacak üzerinden taktir olunan %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda belirtilen harcın temyiz edenden alınarak Hazineye gelir kaydına,Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınarak, asıl davada davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.