14. Hukuk Dairesi 2020/1549 E. , 2020/4589 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.11.2010 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen hükmün yargılamanın iadesi yolu ile yenilenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili;.. İli, ... İlçesi 273 parsel sayılı 151.040 metrekare yüzölçümlü taşınmazın 1/2 paylı tapu kayıt malikinin davacıların murisi 1929 yılında vefat eden ... olduğunu, müvekkillerinin mirasçılığının Ürdün Haşimi Krallığı Hakimler Başkanlığı Dairesinin 29.07.2003 tarihli 1/özel/262/175 sayılı ve Ürdün Haşimi Krallığı Yargıçlar Yargıcı Dairesi Shmesani Şeriat Mahkemesinin 16.02.2004 tarihli ve 1/özel/301/185 sayılı kararlar ile sabit olduğunu, bu kararların Zeytinburnu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/102 Esas sayılı dosyada tanıma ve tenfizinin yapıldığını, bir kısım davalıların murisi ... tarafından dava konusu 273 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinin 1982/350 E.- 42 K. sayılı dosyası ile açılan ortaklığın giderilmesi istemli davada davacıların murisi ..."nin sağ gösterilip usulsüz tebligatlar ile taraf teşkili sağlanarak dava konusu taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini ileri sürerek; ... ili, ... ilçesi, ... mevkii 6 pafta 273 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak yargılamanın yenilenmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacıların 29.07.2003 tarihinde mirasçılık belgesi aldıkları halde 7 yıl boyunca hak talebinde bulunmadıkları, günümüz koşullarında dava konusu edilen taşınmazların değerinin bir hayli yüksek olduğu, dolayısıyla davacının bu sebepten bu davayı açtığı, sahtecilik iddiasını ispatlayamadığı ve mahkemeye açılmış bir ceza davasının da gösterilmediği, dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin yargılamanın iadesi sebeplerine dair HMK 375 ve 376. maddesinde belirlenen sebeplerin hiçbirine uymadığından yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun;
1- "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.",
2-"Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya davetle zorunludur.
Somut olaya gelince; davacılar, ortaklığın giderilmesi davasındaki tapu kayıt maliki ... ile murisleri olan ...’nin aynı kişi olduklarını ve ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması süresince muris ...’nin ölü olduğunu iddia ettiklerine göre, mahkemece öncelikle davacıların murisi ...’nin ölüm tarihi ile davacıların dava konusu taşınmazın ½ tapu kayıt maliki ... mirasçıları olup olmadıkları tespit edilmeli, ayrıca tarafa usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 16.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.