Esas No: 2021/396
Karar No: 2021/783
Karar Tarihi: 15.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/396 Esas 2021/783 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/396
Karar No : 2021/783
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …
3- … Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
4- … Anonim Şirketi (…)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2019/445, K:2020/9959 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa ili, Alaşehir ilçesi, … Mahallesi, … ada, …parsel sayılı taşınmazın Salihli-Alaşehir-Kula ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında yapılacak olan sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması için alınan 16/10/2017 tarih ve 2017/11081 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2019/445, K:2020/9959 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 13 ve 35. maddelerine, 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanun)
"Diğer hükümler" başlıklı 12/a maddesine ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesine yer verildikten sonra,
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
Ülkemizin enerji ihtiyacının hızla artış gösterdiği dikkate alındığında enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla inşa edilecek iletim sistemleri için ihtiyaç duyulan taşınmazların temininde, onaylı projeler kapsamında, normal kamulaştırma yöntemi yerine, üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmaması amacıyla acele kamulaştırma yönteminin tercih edilmesinde kamu yararı bulunduğu,
Uyuşmazlıkta, BOTAŞ'ın doğal gazın iletilmesi amacıyla inşa edeceği boru hatları için ihtiyaç duyduğu arazilerin temininde, ülkemizin enerji ihtiyacının hızla artış göstermesi ve üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmamasının hedeflenmiş olması, doğal gaz alım kontratları çerçevesinde BOTAŞ tarafından alımı taahhüt edilen doğal gazın yeni pazarlara ulaştırılması ile etüt çalışmaları tamamlanmak üzere olan boru hattı güzergahının, inşaat işini yapacak olan firmaya tesliminin yapılarak bir an evvel inşaat çalışmalarına başlanılması ve güzergahın isabet ettiği parsellerde arazi edinimlerinin bir an önce tamamlanması gerektiği, öte yandan projenin dava konusu edilmediği hususları bir arada değerlendirildiğinde, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi kapsamında acelelik hali şartının gerçekleştiği, bu itibarla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Öte yandan, dava dilekçesindeki, taşınmaza yönelik acele el koyma bedeline ilişkin kıymet takdirinin hukuka aykırı olduğu, taşınmazın bir kısmının dava konusu işleme konu edildiği, geriye kalan kısmının ise değersizleşeceğine ilişkin iddialara yönelik hukuki denetimin adli yargı yerinde açılacak davada yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, acele kamulaştırmaya ilişkin şartlar oluşmadan dava konusu işlemin tesis edildiği, proje kapsamında belirlenen güzergâhın hatalı olduğu, taşınmazında bulunan bağların tamamen sökülmesi sebebiyle zarara uğradığı, yapılan projenin tüm şehri kapsamadığı, temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden …, … Bakanlığı ve … A.Ş tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, diğer davalı … Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
11/01/2018 tarih ve 30298 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/10/2017 tarih ve 2017/11081 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, Salihli-Alaşehir-Kula ilçeleri Doğal Gaz Boru Hattı Projesi kapsamında yapılacak olan sabit tesisler, ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı amacıyla dava konusu taşınmazın da bulunduğu birtakım taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında açılan acele el koyma davasında, anılan Mahkemenin … tarih ve K:… sayılı kararıyla, BOTAŞ tarafından dava konusu taşınmaza acele el konulmasına karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan kararının 06/10/2018 tarihinde görülmekte olan davanın davacısına tebliğ edilmesi üzerine, 16/01/2019 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin 3. fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 2. fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, 4. fıkrasında ise; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralları düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; acele kamulaştırma işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (a) bendinde ise; ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İlgili mevzuat başlığı altında belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri uyarınca; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilân tarihinin, ancak "ilanı gereken" düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel/subjektif nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin, bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri açıktır.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
Bununla birlikte, idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle öğrenildiği kimi davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Ancak, bilgi edinmenin (ıttılanın) idari dava açma süresine başlangıç alınacağı şeklindeki genel bir kabul, Anayasa'nın 125. maddesi ve 2577 sayılı Kanun'la bağdaşmadığından, bu istisnai durumun oluştuğu kabul edilerek bilgi edinmenin dava açma süresine başlangıç alınması, idari işlemin niteliği ve doğurduğu hukuki sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması koşuluna bağlı olup, bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği de açılan idari davada idari yargı merciince karara bağlanacaktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ilgililere tebliğ hükmünde olduğuna dair bir hükme yer verilmemiştir.
Ayrıca, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin Anayasa'da yer alan bir temel hak ve özgürlük olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması itibarıyla, yazılı bildirim yapılması, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir.
Bu çerçevede, muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının, uygulanma süresi içerisinde, yazılı bildirim veya öğrenme üzerine yasal dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği açıktır.
Öte yandan, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, uyuşmazlıkta, dava konusu edilen acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı davacıya tebliğ edilmediğinden, bu işleme karşı öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde dava açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile UYAP üzerinden gönderilen istek üzerine incelemeye açılan, acele el koyma davasına ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında verilen ve içeriğinde dava konusu Bakanlar Kurulu kararının tarih ve sayısı ile mahiyeti belirtilen acele el koyma kararının ve Mahkemece taşınmazın değerine yönelik yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun görülmekte olan davanın davacısına 06/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının anılan karara ve bilirkişi raporunda belirlenen bedele 15/10/2018 tarihinde, … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararını 06/10/2018 tarihinde öğrendiği anlaşılan davacı tarafından, bu tarihten itibaren 60 gün içerisinde ve en son 05/12/2018 (Çarşamba) günü dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 16/01/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin 22/10/2020 tarih ve E:2019/445, K:2020/9959 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 15/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la eklenen "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinde; acele kamulaştırma işlemlerinin ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, bu madde kapsamına giren davalarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve bu Kanun'un "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
Bununla birlikte, idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle öğrenildiği kimi davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın acele el koyma davasına ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında verilen ve içeriğinde dava konusu Bakanlar Kurulu kararının tarih ve sayısı ile mahiyeti belirtilen acele el koyma kararının, görülmekte olan davanın davacısına 06/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının anılan karara 15/10/2018 tarihinde, … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararını 06/10/2018 tarihinde öğrendiği anlaşılan davacı tarafından, bu tarihten itibaren, yukarıda belirtilen Kanun hükümleri gereğince otuz gün içerisinde ve en son 05/11/2018 (Pazartesi) günü dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 16/01/2019 tarihinde açılan davanın bu nedenle süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda verilen Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.