3. Hukuk Dairesi 2020/3814 E. , 2020/8064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların murisi ... ’un ...,... Hastanesinde 2009 yılında sağlık hizmeti aldığını, sağlık hizmetine ilişkin olarak düzenlenen 7.167,48-TL tutarlı faturanın ödenmesi davalılardan talep edilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalılar aleyhine Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2009/27569 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini, sağlık hizmeti bedelinin halen ödenmediğini ileri sürerek, 7.167,48-TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, anneleri ... ’un 28.10.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeni ile ağır yaralı olarak davacı şirketin acil servisinde tedavi altına alındığını, ancak kurtarılamadığını, trafik kazası nedeniyle yaralanmalarda verilen tedavi hizmetinin devletin güvencesi altında olduğunu ve bu giderlerin SGK tarafından karşılanacağının düzenlendiğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelinin ödenmesi talebine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” başlıklı 6111 sayılı Kanunun 59. maddesiyle değişik 98. maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde ... tarafından karşılanır” hükmü, 6111 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde ise “Bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmeti bedelleri ... tarafından karşılanır...” düzenlemesi yer almaktadır.
Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “trafik kazalarından kaynaklanan sağlık giderleri” başlıklı 4. maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde ... tarafından karşılanır.” hükmü, anılan yönetmeliğin geçici 1. maddesinde 6111 sayılı kanunun yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanan ve yayım tarihi itibariyle ödenmemiş tüm tedavi gideri bedellerinin ... tarafından ödeneceği düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamaların ışığı altında dava konusu olaya bakılacak olursa; davalıların murisi ... ’un 28.10.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle davacı şirkete ait ...,... Hastanesinde tedavi altına alındığı, muris için yapılan sağlık hizmet bedelinin davalılardan talep edildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 6111 sayılı Kanunun 59. maddesiyle değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin ... tarafından karşılanacağının düzenlendiği, anılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarına ilişkin sağlık hizmet bedellerinin de ... tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığı, açık yasal düzenlemeler karşısında davacının davalılardan alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Dosyada iki davalı olmasına rağmen, kararın hüküm kısmının 1. ve 2. bentlerinde tek davalı varmış gibi çelişki ve tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozma nedenine göre bu husus eleştirilmekle yetinilmiş, bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.