MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

- K A R A R -

Davacı vekili, davalılardan ...’in kooperatif müdürü, ...’ın ise yetkili memur olarak kooperatif bünyesinde görev yaptıkları dönemde gerek görevlerini kötüye kullanarak gerekse mevzuata aykırı hareket ederek kooperatifi toplam 138.890,88 TL zarara uğrattıklarını ileri sürerek, oluşan zararın senetlerin düzenleme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte ortaklardan yapılacak tahsilatlarla mükerrer olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin (Kapatılan 23. Hukuk Dairesinin) 14/03/2018 tarihli, 2015/9186 Esas ve 2018/2056 Karar sayılı ilamıyla, mahkemece davanın hem usulden hem de esastan reddinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı ile sınırlı olarak yapılan yargılama ile davacının devam eden icra takiplerini neticelendirmeden, bu icra takiplerinden tahsilat yapıp yapmadığı netleşmeden ve henüz geçici aciz vesikası dahi almadan davalılar aleyhine açtığı bu alacak davasında dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin (Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin) 28/04/2021 tarihli, 2021/870 Esas ve 2021/2018 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu kez, Dairemizin (Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin) kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava, usulsüz olarak kullandırılan kredinin geri ödenmemesi nedenine dayalı uğranılan zararın haksız fiil hükümleri uyarınca tazmini talebine ilişkin olup, uğrandığı iddia olunan zararın tazmini için, müteselsil sorumlular hakkında birlikte dava açılabileceği gibi ayrı ayrı da açılabilir. Haksız fiili işleyenler kanunen müteselsil sorumlu olduklarına göre bu kişiler hakkında herhangi bir aciz hali gerçekleşmeden dava açılması mümkündür. Asıl borçlular için aciz vesikası alınmadan müteselsil sorumluluk gereği, önce kredi borçlularına gidilmesi gerekmeyip kusurları bulunan davalılara tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile doğrudan müracaat edilebileceği anlaşıldığından mahkemece işin esasına girerek yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken usulden red kararı vermesi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bozulması gerekirken, sehven onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşılmış, davacı vekilinin bu yönden karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin (Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin) 28/04/2021 tarihli, 2021/870 Esas ve 2021/2018 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 08/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.