Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/10250 Esas 2016/11684 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10250
Karar No: 2016/11684
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/10250 Esas 2016/11684 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/10250 E.  ,  2016/11684 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlu ..."ın, takip dayanağı çekin diğer borçlu ... ..... tarafından keşide edildiğini ve borçtan şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır.
    TTK."nun 780/1. maddesinin (f) bendine göre; takip konusu belgenin çek vasfını taşıması için "düzenleyenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK."nun 818/1. maddesinin (g) bendi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 701/1. maddesi uyarınca ise, aval şerhinin, çek veya alonj üzerine yazılır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrası gereğince de, muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, çekin ön yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır.
    Somut olayda, takibe dayanak çekte keşideci olarak ""... ......""nin adının yazılı olduğu ,anılan çekin tek imza ile keşide edildiği ve başkaca atılmış herhangi bir imza mevcut olmadığı görülmektedir. Öte yandan, dosya kapsamında yer alan ..... Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün 02.07.2015 tarihli cevabi yazısından borçlu ..."ın söz konusu şirketin müdürü olduğu ve adı geçen borçlunun çek altındaki imzayı inkar etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, çekin keşideci bölümünde bulunan imzanın şirket adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Öyleyse, çekte muteriz borçlunun şahsını bağlayan imzası bulunmadığına göre; takip dayanağı çekten dolayı şahsen sorumluluğunun olmadığı da açıktır.
    O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.