10. Hukuk Dairesi 2015/4291 E. , 2015/10125 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum ve davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddenin (4) fıkrasındaki “Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294 ve 297’inci maddelerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141’inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Öte yandan, 10.04.1992 tarih, 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da değinildiği gibi, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, tefhim edilen kısa kararda, "Faiz alacağı olarak 3200,03 TL"nin davalı ... dan tahsili ile davacı kuruma verilmesine, davalı.... Sigorta A.Ş., temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulabileceğinden ve davalının temertüte düşürüldüğü tarihe ilişkin belgeler ibraz edilmediğinden ödeme tarihinde haberdar olduğu kabul edilerek faiz alacağı yönünden bu davanın reddine," denildikten sonra gerekçeli kararda, "Faiz alacağı olarak 3200,03 TL"nin 286,21 TLsinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, kalan 2913,82 TL"sinin davalı ... dan tahsili ile davacı kuruma verilmesine, " şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu haliyle hüküm fıkrasında birbiri ile çelişen kararlar verildiği anlaşılmakta olup, infaza elverişli bir hüküm kurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... avukatı bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davallardan ..."ya iadesine, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.