12. Ceza Dairesi 2021/1751 E. , 2021/6192 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/08/2020 tarihli ve 2020/12396 soruşturma, 2020/11547 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/10/2020 tarihli ve 2020/3869 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, olay tarihinde şüphelinin sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken şerit değiştirmesi nedeniyle aynı istikamette bulunan müştekinin aracının önüne geçtiği ve müştekinin ani fren yapması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması şeklinde gerçekleşen somut olayla ilgili olarak, müştekinin 17/04/2020 tarihli beyanında kaza yapmasına neden olan şüpheliden hastane masraflarını karşılaması halinde davacı ve şikayetçi olmadığını, kendisiyle uzlaşmak istediğini, şüphelinin uzlaşmaması halinde kendisinden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında, müşteki beyanının şarta bağlı şikayet yapılamayacağından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin beyanında açıkça hastane masraflarının karşılanması halinde şüpheli ile uzlaşmak istediğini ve şüpheli uzlaşmayı kabul etmezse şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında, soruşturmaya konu taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu da dikkate alınarak şüpheli ve müştekiye usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturma dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usûlüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği cihetle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın anılan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 14.01.2021 gün ve 94660652-105-34-18944-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.02.2021 gün ve 2021/10056 sayılı ihbarnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şüpheli ...’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile 12.03.2020 tarihinde, üç şeritli yolun en sağ şeridinde seyir halinde iken, olay yeri kavşağa geldiğinde, arkadan gelen trafiği kontrol etmeden sol şeride geçtiği ve aynı istikamette sol şeritte bulunan müştekinin motosikletinin şüphelinin aracına çarptığı, müştekinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda; müştekinin 17/04/2020 tarihli beyanında kaza yapmasına neden olan şüpheliden hastane masraflarını karşılaması halinde davacı ve şikayetçi olmadığını, kendisiyle uzlaşmak istediğini, şüphelinin uzlaşmaması halinde kendisinden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında, soruşturmaya konu taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu, ancak soruşturma aşamasında şüpheli ve müşteki arasında usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturma dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usûlüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.08.2020 tarihli ve 2020/12396 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin verilen, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.10.2020 tarihli ve 2020/3869 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.