Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1575
Karar No: 2017/146
Karar Tarihi: 25.01.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1575 Esas 2017/146 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı bir Bağ-Kur sigortalısı olarak yaşlılık aylığı almaya hak kazanmıştır. Ancak, Bağ-Kur Van İl Müdürlüğü tarafından hayali prim yüklemesi yapıldığından bahisle yaşlılık aylığı iptal edilmiştir. Davacının primlerini ödeyerek usulüne uygun olarak emekli olduğu belirtilmektedir. Davacı, Kurumun hatalı işleminden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek Kurum işleminin iptaline, yaşlılık aylığının yeniden bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Kurum ise davacının prim borcunun bulunduğunu belirterek davanın reddedilmesini savunmuştur. Yerel mahkeme davacının talepli davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, daha sonra yapılan inceleme sonucunda davanın konusuz kaldığı tespit edilmiştir. Mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek olmadığından, dava konusunun ortadan kalkması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Mahkemenin yeterli araştırma yapmadan davanın kabulüne karar vermesi doğru görülmemiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 1479 sayılı Yasa'nın 35 ve
Hukuk Genel Kurulu         2014/1575 E.  ,  2017/146 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Van İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.09.2013 gün 2012/208 E., 2013/405 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 27.01.2014 gün 2013/24455 E. 2014/1310 K. sayılı kararı ile;
    "…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 35 ve Geçici 10. maddeleridir. 20.03.1937 doğumlu olan davacıya, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde Kurumca 01.05.1995 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, 30.05.1983-31.05.1985 tarihleri arasındaki prim ödemelerinin, yapılan denetim sonucu gerçeğe aykırı olarak, bilgisayar programı sayesinde ödenmiş gibi Kurum kayıtlarına işlendiğinin belirlenmesi nedeni ile, bağlanan aylığın başlangıçtan itibaren iptal edildiği, yargılama aşamasında ise Kurum tarafından, iptal edilen prim ödemeleri nazara alınmaksızın davacının prim borcunun bulunmadığı belirlenerek yaşlılık aylığının yeniden bağlandığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Kurumdan, davacının yaşlılık aylıklarının başlangıçtan itibaren yeniden bağlanıp bağlanmadığı ve ödenmeyen yaşlılık aylıklarının toplu olarak yasal faizleri ile birlikte ödenip ödenmediği sorularak, talebe göre, davanın kısmen veya tamamen konusunun kalmadığı hususu irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, Sosyal Güvenlik Kurumunun davacının yaşlılık aylığının iptaline dair işleminin iptali ile iptal edilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması, ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin Bağ-Kur sigortalısı olarak 01.05.1995 tarihinde yaşlılık aylığı almaya hak kazandığını, ancak Bağ-Kur Van İl Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıyla, hayali prim yüklemesi yapıldığından bahisle yaşlılık aylığı iptal edilerek, 04.05.1995 – 28.03.2007 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının iadesinin istenildiğini, müvekkilinin primlerini ödeyerek usulüne uygun olarak emekli olduğunu, kurumun hatalı işleminden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek Kurum işleminin iptaline, yaşlılık aylığının yeniden bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) vekili;sigortalının ödemediği primleri ödemiş gibi göstererek hak etmediği halde emekli maaşı almaya başladığı, Kurumdan emekli olmanın şartının prim borcunun bulunmaması olup, davacının iptal edilen primler nedeniyle prim borcunun bulunduğunu belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, Kurum tarafından Mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, davacının sigorta numarasına hayali prim yüklenmediğinin saptandığı, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının davacıya ödendiği belirtilmiş ise de aylıkların yasal faizi ile ödenip ödenmediğinin açıklanmadığı ve ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığı, bu nedenle dava dilekçesi ile talep sonucu karşılanmadığından davanın konusuz kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı ... vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle hüküm bozulmuştur.
    Yerel mahkemece Kurumun yaşlılık aylığının iptaline ve yersiz ödendiği belirtilen yaşlılık aylıkları ve faiz borcuna ilişkin kararının halen yürürlükte olduğu, Kurumun söz konusu işlemi iptal etmediği ve bu nedenle Kurum ile yeniden yazışma yapılmasının usul ekonomisi ilkesine uygun düşmediği gerekçesi ile öndeki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından mahkemece yapılan araştırmanın davanın konusuz kalıp kalmadığı yönünden yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
    Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir.
    Bununla birlikte, bir davada davacının talebi asıl talep ve yardımcı talepler olmak üzere iki bölümden oluşur. Bundan başka objektif dava birleşmelerinde, birden fazla asıl talep vardır. Bu taleplerden yalnız birinin ya da bir kaçının veya asıl talebin bir bölümünün konusuz kalması halinde, diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilip karar verilmesi gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı idari işlemin iptaline, iptal edilen yaşlılık aylığının tekrar bağlanmasına ve iptal işleminden itibaren ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı Kurum tarafından Mahkemeye gönderilen 26.09.2013 tarihli yazıda, davacının Bağ-kur numarasına yüklenen hayali primler iptal edildiği halde yaşlılık aylığı talep tarihi olan 27.04.1995 tarihi itibari ile prim borcu çıkmadığından aylığın iptal tarihi itibariyle yeniden bağlandığı, ödenmeyen aylıkların ise ödendiğinin belirtildiği görülmüştür.
    Söz konusu yazı içeriğinden, yaşlılık aylığının iptal tarihi itibariyle yeniden bağlandığı anlaşılmakta ise de aylığın hangi tarih itibariyle bağlandığı ve ödendiği belirtilen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenip ödenmediği hususu tam olarak anlaşılamamaktadır.
    Hal böyle olunca, Mahkemece dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması halinde yargılamaya devam etmeye gerek olmadığından, davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunda araştırma yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan davanın kabulüne yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.01.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi