Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1146
Karar No: 2022/3375
Karar Tarihi: 11.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/1146 Esas 2022/3375 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/1146 E.  ,  2022/3375 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    DAVACILAR :

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının davacı ... yönünden kabulüne; davacı ... yönünden reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; davacı ...'ın Bakırköy Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/204 E. 2018/108 K. sayılı kararı aracılığı ile aleyhlerine tahakkuk eden borcu 06/06/2018 tarihinde ilam alacaklısı olan davalıya ödediklerini, borcun kaynağı olan karar aleyhine yapılan kanun yolu başvurusu üzerine, ilamın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İkinci Hukuk Dairesinin 10/01/2018 tarih ve 2018/1057 E. 2018/2022 K. sayılı hükmü ile kısmen ortadan kaldırıldığını, kesin olan bu ilama göre tahakkuk eden borç miktarının her dönem için 15.500 TL olarak belirlendiğini, avukatlık ücreti, harç ve bedellerinin 3.237 TL olduğunu, fazla ödenen borcun iadesi için başlatılan takibin itirazla durduğunu ileri sürerek; davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
    Davalı; davanın takip alacaklısı olan davacı ... tarafından açılması gerektiğini, takip alacaklısı olmayan diğer davacı tarafından açılan davanın reddi gerektiğini, yapılan ödemelerin anlaşmayla belirlendiğini, takip dayanağı ilamın kesinleşmediğini, bunun bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davanın kaynağı takip dosyasının alacaklısının davacı ... olduğu, diğer davacının ise bu takipte alacaklı sıfatı bulunmadığı, davacı ...'ın açmış olduğu davanın kaynağı hükmün bölge adliye mahkemesi tarafından ortadan kaldırıldığı, kararın kesin olarak verildiği, ortadan kaldırmadan sonra yerel mahkemenin yapacağı yargılamanın hükmün kesinleşen bölümünü etkiler nitelikte olmadığı, anılan kararla taraflara yüklenen hak ve yükümlülüklerin belirlendiği, ilk hükmün davalı yararına olduğu, ikinci hükmün ise davalı yararına olan bu hükmü ortadan kaldırdığı, ilk hükümle Bakırköy Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli ve 2015/204 Esas 2018/108 sayılı kararı ile davacı ... tarafından davalıya 44.572 TL ve 83.630 TL olmak üzere toplam 128.202 TL ödendiği, bu yükümlülüğün kaynağı olan mahkeme kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İkinci Hukuk Dairesinin 2018/1507 E. 2018/2022 K. ve 28/11/2018 tarihli kararı ile revize edilerek bu ilama göre davacının davalıya ödemesi gereken toplam alacak miktarının 13.535,07 TL olduğu, alınan bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibarıyla yani 19/12/2018 tarihinde talep edebileceği alacak miktarının 115.738,88 TL olduğu, bunun 114.666,93 TL'sinin asıl alacak, 1.071,95 TL'sinin ise işlemiş faizlerden oluştuğu ve davacının anılan verilere göre talebinin 983,57 TL altında takip yaptığı, davacının ilama müstenit alacağını ispatladığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle; davacılardan ... davasının kabulü ile icra dosyasına itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunan alacağın % 20 'si oranındaki tazminatın (22.858,06 TL) davalıdan tahsili ile davacı ...'a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacı ... tarafından açılan davanın HMK 114/1/d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; somut olayda davacı ... tarafından davalıya haricen iki ayrı ödeme yapıldığı ve harici olarak yapılan bu ödemelerin dayanağı ilk derece mahkeme kararının istinaf incelemesi sonrası bölge adliye mahkemesi kararı ile kaldırılarak yeniden esas hakkında bu defa kesin olarak hüküm kurulduğu, ilk derece mahkeme kararının bu nedenle artık ortadan kalktığı, ilk derece mahkeme kararına istinaden karar kesinleşmeden yapılan ödemelerin hukuki dayanağının kalmadığı, davacı ...'ın davalı adına dava vekillerine banka havalesi ile açıklamalı yaptığı ödemelerin bu davacıya iade edilmesi gerektiğine dair mahkeme tespitinde aykırılık bulunmadığı, yine UYAP sistemi üzerinden ilgili bölge adliye mahkemesi ile yapılan yazışmada da temyiz talebinin reddine karar verildiğinin bildirildiği, bu nedenle bölge adliye mahkemesinin kararı kesin olduğundan bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı, alınan bilirkişi raporunun da taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunduğu, davacılardan ... dava açmakta hukuki yararı olduğu gibi bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kaldırılan kararı yerine yeniden esas hakkında verilen ve kesinleşen kararı ile istinaf öncesi davalıya ödenen tutarlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Dava; taraflar arasında görülüp neticelenen ecrimisil davasında verilen ilk derece mahkemesi kararı gereğince davalıya ödendiği iddia edilen bedellerin, söz konusu ilk derece mahkemesi kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılarak yeniden kesin olarak kurulan hüküm neticesinde davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğine dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    HMK’nın 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
    Somut olayda; davacılar, davalı ile aralarında görülüp sonuçlanan ilk derece mahkemesi kararı uyarınca aleyhlerine tahakkuk eden borcu 06/06/2018 tarihinde ilam alacaklısına ödediklerini, borcun kaynağı karar aleyhine yapılan kanun yolu başvurusu üzerine ilgili kararın bölge adliye mahkemesi tarafından kısmen kaldırılıp yeniden kesin olarak hüküm kurulduğunu, kesin olan bu ilama göre ise, tahakkuk eden borç miktarının daha düşük belirlendiğini ileri sürerek, fazladan ödediklerini iddia ettikleri bedel için başlattıkları takibe davalının itirazı sonucunda eldeki davayı açmışlardır. Dosya kapsamında yer alan ve davacıların yaptıklarını iddia ettikleri ödemelere dayanak iki adet dekont incelendiğinde ise; 06/06/2018 tarihli ve 83.630 TL’lik dekontta "...Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 13/03/2018 -2015/204 E. 2018/108 K. Tüm temyiz ve dava hak ve alacaklarım baki kalması kaydı ile..." açıklamasının yer aldığı, ancak yine aynı tarihli ve 44.572 TL’lik ikinci dekontta ise; "...... Bakırköy 2015-2018’e ait faizli kira bedelleri ... ve ... trf..." açıklamasının yer aldığı görülmektedir.
    Buna göre ilk derece mahkemesince; ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve 44.572 TL’lik ödemeye ilişkin dekonttaki açıklamanın diğer dekonttan farklı olarak açıkça ilgili mahkeme kararına ait olduğunun belirtilmediği, davalının 44.572 TL’lik bu ödemeye yönelik olarak aşamalarda "söz konusu ödemenin dava konusu dönemden (2010-2015) sonraki döneme ilişkin olarak yapılan faizli kira ödemelerine ilişkin olduğu" yönündeki itirazları üzerinde de durularak inceleme ve değerlendirme yapılması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi