10. Hukuk Dairesi 2015/5171 E. , 2015/10073 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
08.08.2006 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa"nın 10. ve 26. maddeleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre; .... İnşaat Mak. San. Tic. A.Ş. tarafından yapımı üstlenilen inşaatın kaba işleri diğer şirket olan ... Taah. İnş. Müh. Mim. San. Tic. Ltd. Şti."ne devredilmiş olup, işe giriş bildirgesinin 9. maddede belirtilen sürelerde Kuruma intikal etmemesi halinde, her iki işverenin de Kuruma karşı, 10. maddeye dayalı olarak sorumlu tutulması gerekmekte olup, talebin de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işebaşlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kurum"a doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kurum"a veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığı"nın sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""
Düzenlemesini öngörmektedir. Anılan Yasa"nın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 Sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9. ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
08.08.2006 tarihli müfettiş raporu ile dosya içinde bulunan müfettiş raporu değerlendirilerek, İşverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, varsa işverence sigortalı hakkında verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, davalı işveren tarafından sigortalının geçici iş ilişkisi kapsamında gönderildiği, başka bir işyerinden sigortalı olarak bildirildiği ve kaza tarihinde sigortalı olduğuna ilişkin işveren itirazları üzerinde de durularak sonucuna göre, davalı şirketlerin 10. maddeye dayalı olarak sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir.
Öte yandan, hak sahiplerine aynı zamanda ölüm aylığı bağlanması nedeniyle, ölüm gelirinin yarıya indiği gözetilmeksizin, ilk peşin değer hesap tablosundaki 2. satıra göre hesap yapılması gerekirken, tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin değere göre karar verilmesi isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında araştırma ve irdeleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalılara iadesine, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.