Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2016/497
Karar No: 2017/9

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/497 Esas 2017/9 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 497

            KARAR NO  : 2017 / 9

            KARAR TR   : 20.2.2017

ÖZET : Davalı İdarede görev yapmakta iken görevine son verilip yargı kararıyla görevine döndükten sonra, yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini istemiyle açtığı dava lehine sonuçlanan ve talep ettiği miktarın idarece ödenmemesi üzerine icra müdürlüğü vasıtasıyla takip başlatan davacı tarafından; idarece alacağın bir kısmının kabul edilmesi, kalan kısım için itiraz ederek takibin durdurulması üzerine, icra dosyasında takibin devamına karar verilmesi ve itiraz edilen kısım için % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI yerinde görülmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı             : M.A.

Vekili              : Av.M.K.

Davalı             : Selendi Belediye Başkanlığı

Vekilleri          : Av.H.U.U., Av.E.D.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1994 yılında Selendi Belediyesinde 657 sayılı yasa kapsamında memur olarak çalışmakta iken, kadro fazlası olduğu gerekçesiyle 14.9.1994 tarihinde memurluktan çıkarıldığını; Manisa İdare Mahkemesinde açılan dava sonucu 17.7.2000 tarihinde tekrar memuriyete döndüğünü,  devamında Salihli Belediyesine naklini yaptırdığını ve  halen Salihli Belediyesinde memur olarak çalışmakta olduğunu; müvekkilin çalışamadığı, açıkta geçen sürelerde ödenmesi gereken aylık ve sosyal haklarının ödenmesi için Manisa İdare Mahkemesinde açılan davada, Mahkemenin kesinleşen E:2005/963, K:2005/ 927 sayılı kararında “14.9.1994- 17.7.2000 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile tazminine” hükmettiğini;  kararın Danıştay temyiz incelemesinden ve ısrar kararından sonra son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenerek onandığını; Selendi Belediye Başkanlığına 31.5.2010 tarihli dilekçe ile başvurularak, Mahkeme kararı uyarınca çalışamadığı süreye ilişkin parasal haklarının (Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) en düşük memur aylığı 1.200 Lira kabul edilerek, 70 aylık maaş karşılığı 84.000.TL.nin ödenmesinin istenildiğini; Davalı Selendi Belediyesinin herhangi bir ödeme yapmadığını ve öneride bulunmadığını, bu nedenle Selendi İcra Müdürlüğünde 2011/ 720 takip sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını; Davalının, açılan icra takibindeki alacağın 40.000. TL.lik kısmını kabul ettiğini,  takibin 55.371,07 TL.lik kısmına itiraz ettiğini, bu kısım için icra takibinin durduğunu; borçlu Belediye Başkanlığının 40.000. TL.ye tekabül eden alacaklarını ödediğini; bakiye alacaklarının emsal memur maaşları ve diğer sosyal ödemeler dikkate alınarak belirlenmesi ve takibin devamına karar verilmesini talep etmenin gerektiğini ifade ederek; belirsiz alacak davası niteliğinde açtıkları davanın kabulü ile müvekkilinin 70 ay açıkta geçen süreye ilişkin tüm aylık ve yan ödemeleri ve sosyal hakları dikkate alınarak, parasal alacağının tespiti ile davalı Belediye tarafından İcra Dosyasına yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle bakiye alacaklarının yasal faizi ile birlikte hesaplanıp belirlenmesi ve davalıdan alınmasına karar verilmesi, 2011/ 720 sayılı icra dosyasında takibin devamına karar verilmesi ve itiraz edilen kısım için % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle 13.6.2012 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

SELENDİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 30.4.2014 gün ve E:2012/51, K:2014/61 sayı ile, Davacı vekilinin dava,  davalı vekilinin cevap dilekçelerinin; dosyanın bilirkişi incelemesi için gönderildiği Uşak İş Mahkemesinden, Bilirkişi Av. Aydın YAMAN’ın verdiği ön rapor ile esas raporun ve bu rapora tarafların yaptığı itirazların kapsamlı özetlerine yer verdikten sonra aynen; “Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacının 1994 yılında Selendi Belediyesinde 657 sayılı yasa kapsamında memur olarak çalışmakta iken kadro fazlası olduğu gerekçesiyle 14/09/1994 tarihinde memurluktan çıkartıldığını, Manisa idare Mahkemesine açılan dava sonucu 17/07/2000 tarihinde memuriyete tekrar döndüğü ve devamında Salihli Belediyesinde memur olarak çalıştığı, davacının çalışamadığı açıkta geçen sürelerde ödenmesi gereken aylık ve sosyal haklarının ödenmesi için Manisa İdare mahkemesine açılan davanın kesinleşen ilamı ile 14/09/1994 -17/07/2000 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile tazminine karar verdiğini, mahkeme kararı Danıştay temyiz incelemesinden ve ısrar kararından sonra son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenerek onandığını, 2577 Sayılı İYUK 2/b maddesi gereğince "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları”nın açılacağının belirtildiği, davacının memurluktan çıkarılma işleminin idari bir işlem olduğu ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali ve sosyal haklarının tazmini için 2577 İdari Yargılama Usul Kanununun 2. maddesi ve 3. maddeleri gereğince idari yargı yolunda açılması gerektiğini, idari yargıda tam yargı davası açılmasının gerektiği anlaşıldığından yargı yolu farklılığı nedeniyle mahkememizin görevsizliğine, davacının karar kesinleşmesinden itibaren 30 gün içerisinde 2577 sayılı yasanın 9. Maddesi gereğince görevli idare mahkemesinde dava açma hususunda muhtariyetine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere

1-Yargı yolu farklılığı nedeniyle davanın HMK 114, 115 maddeleri gereğince görev yönünden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE(…)” karar vermiş; Davacı vekili, davalının icra takip aşamasındaki borca kısmen itiraz ettiğini, itirazın alacak miktarına ilişkin olduğunu iddia ederek görevsizlik kararını temyiz etmiş; Yargıtay 4.Hukuk Dairesince, 25.3.2015 gün ve E:2015/1486, K:2015/3646 sayı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, Selendi Asliye hukuk Mahkemesinin Yargı Yolu Bakamından görevsizlik kararı kesinleştiğini, görevsiz mahkemede ileri sürdükleri sebep ve delillerin dikkate alınması gerektiğini ifade ederek; müvekkilinin açıkta geçen 70 aylık süreye ilişkin davalı Belediye tarafından ödenmeyen 44.000. TL parasal hak ve alacağının takip ve talep tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle 11.6.2015 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

MANİSA 2.İDARE MAHKEMESİ; 22.3.2016 gün ve E:2015/475, K:2016/278 sayı ile, “(…)İdari Yargı mercilerinin görev alanlarının belirlendiği 2576 sayılı Kanununda idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin ve Danıştay"ın görev alanına girmeyen iptal ve tam yargı davalarında görevli olduğu; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2.maddesinde ise idari dava türlerinin: a) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 4.maddesinde; "İcra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesinin icra mahkemesi hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır" hükmüne, "itirazın iptali" başlıklı 67.maddesinde ise; "takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilirler" hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre dava konusu olaya bakıldığında; iş bu davanın temelinde bir idari yargı merci kararı bulunduğu, o kararın, işlemin iptali ve davacının parasal haklarının ödenmesi şeklinde sonuçlanması ve kesinleşmesi üzerine davacı tarafından idareye yapılan başvuruda 84.000,00 TL"nin kendisine ödenmesinin talep edildiği ve fakat idare tarafından talebin yerine getirilmemesi üzerine, ilamda yer alan alacağın tahsili için İcra İflas Kanununun ilgili hükümleri uyarınca icra takibi başlattığı, davalı idare tarafından ise başlatılan takibe kısmi itirazda bulunularak borcun 44.000,00 TL"sine itiraz edildiği, davacı tarafından ise bu kez yine İcra İflas Kanunu"nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığı görülmektedir. Dolayısıyla, davacı ve davalı arasında meydana gelen uyuşmazlık tamamen İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca başlatılan icra takibi ve ona karşı yapılan itiraz ve itirazın iptalinden kaynaklanmakta olup İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca açılan bir itirazın iptali davasının idari yargı mercileri nezdinde incelenmesi mümkün olmadığı gibi idare tarafından icra takibine karşı kısmı itirazda bulunulması üzerine davacı tarafından açılacak olan itirazın iptali davasının da idari yargı mercileri nezdinde açılması idare mahkemelerinin görev alanları göz önüne alındığından mümkün olamayacaktır.

Zira davacı tarafından görevine son verilmesi sebebiyle mahrum kaldığı parasal haklarına yönelik açtığı dava, idari yargı merciince yukarıda zikredildiği şekilde daha önce karara bağlanmış olup, işbu dava dosyasının konusu ise bu Yargı Kararının tahsilinden ibarettir.

Bu nedenle, İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca başlatılan icra takibine yapılan kısmı itiraza karşı açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli ve yetkili olduğu ve iş bu davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili, adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.2.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 14.maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15.maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı Belediye Başkanlığında itfaiye eri olarak görev yapmakta iken görevine son verilip yargı kararıyla görevine döndükten sonra, yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini istemiyle açtığı dava lehine sonuçlanan ve talep ettiği miktarın idarece ödenmemesi üzerine icra müdürlüğü vasıtasıyla takip başlatan davacı tarafından; idarece alacağın bir kısmının kabul edilmesi, kalan kısım için itiraz ederek takibin durdurulması üzerine, parasal alacağının tespiti ile davalı Belediye tarafından İcra Dosyasına yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle bakiye alacaklarının yasal faizi ile birlikte hesaplanıp belirlenmesi ve davalıdan alınmasına karar verilmesi, 2011/720 sayılı icra dosyasında takibin devamına karar verilmesi ve itiraz edilen kısım için % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

Dava konusu olaya bakıldığında; uyuşmazlığın temelinde idari yargı kararları bulunduğu, bu kararların, işlemin iptali ve davacının parasal haklarının ödenmesi şeklinde sonuçlanarak kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından idareye başvurularak 84.000,00 TL"nin kendisine ödenmesinin talep edildiği;  fakat idarece istemin karşılanmaması üzerine, ilamda yer alan alacağın tahsili için İcra İflas Kanununun ilgili hükümleri uyarınca icra takibi başlatıldığı, davalı idare tarafından ise başlatılan takibe kısmi itirazda bulunularak borcun 44.000,00 TL"sine itiraz edildiği, davacı tarafından ise bu kez yine İcra İflas Kanunu"nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca başlatılan icra takibine yapılan kısmı itiraza karşı açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Selendi Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.4.2014 gün ve E:2012/51, K:2014/61 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Selendi Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.4.2014 gün ve E:2012/51, K:2014/61 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.2.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

               

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi