8. Hukuk Dairesi 2015/16601 E. , 2018/216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu icra emrinde talep edilen borç miktarından ilamda kendi lehine hükmedilen vekalet ücreti ile ilam vekalet ücretinin gelir vergisinin kesintisi yapılmak suretiyle dosya borcunun ödendiğini, icra emrinde tazminat alacağı için faiz talep edilmediği, bu nedenle asıl alacak ödendikten sonra faiz talep edilmesinin, yeni bir icra emri düzenlenmesinin ve bu kapsamda borç muhtırası gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu açıklayarak icra emri ve muhtıranın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda muhtırada talep edilen fazla bir miktar olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-6098 sayılı T.B.K"nun 100. (Eski 818 sayılı BK 84.) maddesinde ""Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir "" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; takip dayanağı ilamda 8000,00TL manevi tazminat ile 12.000,00TL maddi tazminatın haksız fiilin meydana geldiği 09.12.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine karar verildiği, icra emrinde ve takip talebinde asıl alacak, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edildikten sonra, takip talebinde siyah punto yazı ile ""20.000,00TL"lik kısma olay tarihi olan 09.12.2010 tarihinden, işleyecek yasal faiz, kalan diğer alacağa ise takipten itibaren işleyecek yasal faiz talep edildiği, borçlu tarafından icra dosyasına 01.07.2014 tarihinde ödeme yapıldığı, 25.12.2014 tarihli muhtırada borçludan 7.049,99TL bakiye borç talep edildiği görülmüştür.
İcra emrinde ve takip talebinde asıl alacak ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talep edikten sonra alt kısımda siyah renkle yazılan yazı ile asıl alacak için 09.12.2010 tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Bu durumda asıl alacak için faiz talep etmiş olup; borçlunun yaptığı ödeme kısmi ödeme olmaktadır. Hükme esas alınan raporda sadece 09.12.2010 tarihinden muhtıra tarihi olan 25.12.2014 tarihine kadar yasal faiz üzerinden faiz hesabı yapılmıştır.
Bu durumda İcra Mahkemesi"nce yapılacak iş; gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla yapılan ödemenin kısmi ödeme olması nedeniyle TBK 100. maddeye uygun olarak, bu ödemenin öncelikle dosyadaki işlemiş faiz, takip masrafları ve icra vekalet ücreti de dahil mahsup edildikten sonra bakiye dosya alacağının belirlenmesi ve bu kapsamda şikayete konu muhtıranın denetlenmesinden ibarettir. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuyla sonuca gidilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ile hükmün borçlu yararına BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.