Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5302 Esas 2013/7240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5302
Karar No: 2013/7240
Karar Tarihi: 13.05.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5302 Esas 2013/7240 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/5302 E.  ,  2013/7240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davalı Hazine, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Hazine’yi temsilen Sungurlu Malmüdürü temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Dosya içerisindeki pafta suretine ve 21.10.2011 tarihli bilirkişi raporu ve krokisine göre dava konusu 2032 sayılı parselin güneydoğu sınırında 2033 sayılı parselin mevcut olduğu, diğer tüm sınırlarından kadastrol yola cepheli bulunduğu açıkça görülmektedir. Davacılar tarafından dosyaya sunulan fotoğrafların incelenmesi sonucunda 2032 sayılı parsel etrafındaki taşınmazlara göre yüksek bir konumda bulunmakta ise de davacının evine krokide kırmızı renkle ve (A) ile gösterilen girişten 5-6 merdiven basamağı ile girilip çıkılabileceği anlaşılmaktadır.
    Türk Medeni Kanununun “zorunlu geçit” başlıklı 747. maddesi gereğince taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, komşularından geçit hakkı tanınmasını isteyebilir. Bunun için yasa maddesinde belirtildiği üzere davacıların taşınmazlarından genel yola çıkmalarının hiç mümkün olmaması gerekir. Yukarıda belirtildiği üzere davacının 2032 parsel sayılı taşınmazı güneydoğu sınırı dışında tamamen kadastrol yola cephelidir. Davacının taşınmazından 5-6 basamaklı bir merdiven ile yola çıkılması mümkün olduğundan davacı taşınmazının geçit ihtiyacı bulunmamaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre ve komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince bu nitelikteki bir taşınmaz yararına Hazine taşınmazından ve taşınmazı da bölecek şekilde geçit kurulmasına karar verilemez. Mahkemece davacının geçit ihtiyacının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabul hükmü kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.