Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6551
Karar No: 2022/3478
Karar Tarihi: 12.04.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6551 Esas 2022/3478 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir kararda davacı tarafın hukuka aykırı olarak davalı şirketten talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarları yanlış hesaplanmıştır. Davalı şirketin kusuru da değerlendirilmelidir. Bu nedenle bölge adliye mahkemesi tarafından verilen karar bozulmuştur ve TBK'nın 61 ve 62. maddeleri gereğince tazminatların tamamı davalı şirketten tahsil edilmelidir. Kararda, çocukların kusursuz olduğu, kazalar sonucu çocukların zararlarından ebeveynlerin sorumlu tutulamayacağı açıklanmaktadır. Kanun maddeleri ise Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62. maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2021/6551 E.  ,  2022/3478 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ



    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen tazminat davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 12/04/2022 tarihinde davacılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar asıl davada; davacı ...'ın davalı kuruma ait elektrik direğinden düşmesi sonucunda yaralanarak malûl olduğunu, bu durumun tüm davacıları etkilediğini, ailenin maddi ve manevi çöküş yaşadığını, davalı şirketin bu olayda kusuru ve ihmalinin söz konusu olduğunu ileri sürerek; davacılardan ... için 100 TL maddi, anne ve baba olan ... için 100 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmişler, 03/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile bu talebini davacı ... için 134.716,98 TL'ye, davacı anne baba için ise 5.203,96 TL'ye yükseltmişlerdir.
    Davacılar birleşen davada; davacılardan ... için 40.000 TL, baba ve anne için 15.000'er TL ve 2 kardeş için 10.000'er TL olmak üzere toplam 90.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalı; enerji nakil hattının proje ve onay aşamalarından geçtiğini, montaj edildikten sonra direğe bitişik olarak mesken yapılması nedeniyle direğin çatının içinde kaldığını, çatının içinden geçen bir direk tesis etmesinin mümkün olmadığını, meskenin sonradan yapılmış olması nedeniyle illiyet bağının bulunmadığını, kaza geçirenin çocuk olduğunu, davacı anne babanın çocukları ile ilgili denetim ve gözetim görevini yerine getirmedikleri için kusurunun bulunmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; olay tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacı anne ve babanın %70, davalı şirketin %30 oranında kusurlu olduğu, kusur oranları gözetilerek yapılan hesaba göre asıl davada davacı küçük ...'ın isteyebileceği tazminat tutarının 40.415,09TL olduğu, olay tarihinde davacı baba ...'in gelirinin olmaması ve çalışmaması nedeniyle maddi zararının oluşmayacağı, davacı anne ... yönünden iş ve güçten kalma tazminatına ilişkin davanın atiye bırakıldığı anlaşıldığından; asıl davanın kısmen kabulüne, 40.415,09 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı ...'a verilmesine; davacılardan ... yönünden açılan davanın esastan reddine, ... yönünden açılan davanın atiye bırakılmasına; birleşen manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacılardan ... için 15.000 TL, ... için ayrı ayrı 10.000 TL, ... için ayrı ayrı 3.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı ve diğer davacıların asıl ve birleşen davaya yönelik tüm, davacı ...’ın ise birleşen davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacı ...’ın lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
    Kural olarak bir küçüğün uğradığı zararda ana babanın birlikte kusurunun bulunması, sorumlu kişinin küçüğe ödeyeceği tazminatın indirilmesini gerektirmez. Değişik bir ifade ile kanuni mümessillerin gözetimi ve denetim ödevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri ya da eksik getirmiş olmaları, temyiz yeteneğinden yoksun olan mağdura kendi kusuru olarak izafe olunamaz ve bu itibarla küçüğün ortak kusuru olarak sayılıp tazminat davasını, küçüğün yasal temsilcileri olarak koğuşturmaları durumu değiştirmez. Keza sorumlu kişinin küçüğe borçlu olduğu tazminat edimlerinin geçici olarak, yasal temsilci olan ana babaya ödenmesi olgusu da sonuca etkili değildir. Çünkü, bu tazminat ana babanın mal varlığından ayrı olan küçüğün mal varlığına girecektir; ana baba bu mal varlığının değerlerini, amaca aykırı harcamalarda bulunmak, özellikle kendi borçlarını ödemek ve bu arada sorumlu kişinin kendilerine karşı ileri sürebileceği rücu taleplerini karşılamak için kullanamazlar. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/09/1976 tarihli ve 9305/7669 sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Bu açıklama ışığında somut olaya bakıldığında; derece mahkemelerince hükme esas alınan kusur raporunda, davalının %30, olay tarihinde 10 yaşında olan davacı küçük ...’a özen göstermeyen davacı anne-babanın % 70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş; yine derece mahkemelerince hükme esas alınan tazminat raporunda da; davacı ... için hesaplanan maddi tazminat bedeli üzerinden anne ve babanın kusuru oranında indirim yapılarak tazminat miktarı belirlenmiştir.
    Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davacı ...'ın uğradığı zararda, anne ve babası olan davacıların davalı şirket ile birlikte kusurunun bulunmasının, tehlikeli işletme sahibi olması nedeniyle zarardan sorumlu olan davalı şirketin ödeyeceği tazminatın indirilmesini gerektirmeyeceği hususu değerlendirilerek, bilirkişi raporu ile tespit edilen zarar tutarının tamamının TBK'nın 61 ve 62 nci maddeleri gereğince davalı şirketten tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hazırlanmış olan tazminat raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ve davacı ... dışındaki diğer davacıların tüm, davacı ...'ın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca davacı ... yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılardan ...'a verilmesine,
    4.111,80 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi