Esas No: 2021/17158
Karar No: 2022/12572
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/17158 Esas 2022/12572 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/17158 E. , 2022/12572 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- 1219 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Sanığın Doğamed adı altında faaliyet gösteren iş yerinde ihbar üzerine yapılan denetimde, NLS analizi yapan cihazı kullandığı, bu cihazla para karşılığı hastalara kısa zaman dilimlerinde tıbbi hastalık teşhisleri koyduğu ve yapılan tahlillere ait evrakların dosya arasında bulunduğu iddiasıyla 1219 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, her ne kadar sanığın sağlık meslek mensuplarının yetkisinde bulunan cihaz ile sağlık taraması yapmak ve kişiye diyabeti, alerjisi olduğunu söylemek suretiyle aynı Kanunun ek 13/son maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmişse de;
1219 sayılı Kanunun 25. maddesi “Diploması olmadığı hâlde, menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa bile, hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınan şahıs iki yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde lafzından da anlaşılacağı üzere suçun unsurları menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa bile hasta tedavi edilmesi veya tabip unvanının takınılmasından ibarettir. Aynı Kanunun ek 13/son maddesi ise “Diploması veya meslek belgesi olmadan bu maddede tanımlanan meslek mensuplarının yetkisinde olan bir işi yapan veya bu unvanı takınanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ikiyüz günden beşyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sanığın aşamalarda değişiklik göstermeyen beyanlarında, suça konu cihazın ithalatını yaptıklarını, iş yerinde teşhis ve tedavi amaçlı, sağlık kuruluşu gibi bir faaliyetlerinin bulunmadığını, ithal edilen cihazların tanıtımını gelen müşterilere yaptıklarını beyan etmesi karşısında; dosya arasında bulunan suça konu cihaza ait sertifika ve belgeler de incelenerek, cihazın hasta tanı ve tedavisine yönelik bir fonksiyonunun ve bir hekim tarafından veya hekim gözetiminde kullanılması zorunluluğunun bulunup bulunmadığı veyahut yalnızca 1219 sayılı Kanunun ek 13.maddesinde sayılan meslek mensuplarınca kullanılabilecek özellikte bir cihaz olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuşturma ile sanık hakkında teşdit uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
II- TCK’nun 203. maddesi uyarınca mühür bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede ise;
7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK'nun 250. maddesi ile; "seri yargılama usulü"nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla Ceza Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş..." dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı düzenlenmiş ise de,
Anayasa Mahkemesi’nin 21.04.2022 gün 2020/87 Esas 2022/44 Karar sayılı kararı ile yukarıda anılan geçici 5/1-d maddesinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan “seri muhakeme usulü” yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "seri yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
2- Sanığın sahibi olduğu iş yerinin sağlık kuruluşu olmadığı ve sağlık kuruluşu olduğundan bahisle yapılan mühürleme işleminin yasaya aykırı olduğundan bahisle açılan İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2013/1487 Esas sayılı dava dosyasının akıbeti araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik kovuşturmayla yazılı şekilde teşdiden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.