11. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/1976 Karar No: 2019/3381
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1976 Esas 2019/3381 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2018/1976 E. , 2019/3381 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/03/2017 tarih ve 2016/33 E. - 2017/90 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15/02/2018 tarih ve 2017/1313-2018/145 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin “BAYKAL ENERGY SYSTEMS” ibareli markayı tescil için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2014/38416 kod numarasını alan başvuruya davalı şirketçe, kendisine ait “Baykal” ibareli markalar gerekçe gösterilerek, iltibas vakıasına dayanılarak yapılan itirazın Markalar Dairesi tarafından kabul edildiğini ve başvurunun reddedildiğini, karara karşı müvekkilince yapılan itirazın ise nihai olarak TMPK ... tarafından reddedildiğini, tarafların faaliyet alanları farklı olup, markalar arasında iltibasa sebep olabilecek düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davaya konu ... kararının iptalini ve davalı şirkete ait “Baykal” ibareli markanın 07. sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından hükümsüz kılınarak sicilden terkinini istemiştir. Davalılar davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, taraf markaları kapsamındaki emtiaların benzer oldukları, markaların görsel anlamda ilgili tüketici kitlesi nezdinde bırakacakları algının, “BAYKAL” sözcüğünün her bir markada ön planda olması nedeniyle benzer olacağı ve tüketicinin taraf işaretleri arasında iktisadi – idari bir bağ bulunduğu şeklinde bir yanılgıya düşme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu, davacının, hükümsüzlük talebine gerekçe yaptığı 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi çerçevesinde, hükümsüzlüğe dayanak yapabileceği önceki tarihli herhangi bir markasının mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.