2. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/2255 Karar No: 2020/3469
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2255 Esas 2020/3469 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin verdiği boşanma davası kararında, kadın ve erkek arasında yapılan yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi sonucunda, erkeğin itirazlarının yerinde olmadığı ancak kadının lehine verilen tazminat ve nafakaların miktarları yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle daha hakkaniyetli bir karar alınması gerektiği belirtilerek, uygun miktarda tazminat ve nafakanın takdir edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesindeki hükümler de dikkate alınarak daha uygun bir miktarda tazminat ve nafakanın belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
2. Hukuk Dairesi 2020/2255 E. , 2020/3469 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadın lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise lehine hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu"nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. b-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2/a-b) bentlerinde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Ahmet"e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Selma"ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2020 (Salı)