14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/5404 Karar No: 2013/7211 Karar Tarihi: 13.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5404 Esas 2013/7211 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/5404 E. , 2013/7211 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.01.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini savunmuştur. Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur"a çekilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir. Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde gereğinde fark para ödetmek yoluyla denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir. Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır. Olayımıza gelince; dosya arasında bulunan tapu kaydına göre 5925 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulu yapıda mesken niteliğinde 3 adet bağımsız bölümün tarafların murisi ... adına kayıtlı olup Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.07.2010 tarihli 2010/1667-1558 E.-K. sayılı mirasçılık belgesine göre de mirasının eşit pay şeklinde çocukları olan davacı ..., davalı ... ve ..."e kaldığı anlaşılmıştır. Davalılarca aynen paylaştırılması istenen üç adet bağımsız bölüm ve bunları paylaşacak üç mirasçı bulunduğuna göre mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler de dikkate alınarak oluşan sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.