5. Hukuk Dairesi 2013/3274 E. , 2013/9085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapuda sahte vekaletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, tapuda sahte vekaletname ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı sahte vekaletname ile kendisine tapuda satılan taşınmazın gerçek malikin açtığı tapu iptali ve tescil davasını kazanması sonucu elinden çıktığını, zarara uğradığını belirterek tazminat istemiştir.
1) Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen 2549 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapuda....adına kayıtlı iken, dava dışı, .... isimli şahsın malik olan ....ait kimlik bilgilerini elde ettikten sonra sahte kimlik belgesi düzenleyerek 15.01.2007 tarihinde ....Noterliğince düzenlenen sahte vekaletname ile 05.03.2007 tarihinde ... tarafından da 15.03.2007 tarihinde ..."a, ... tarafından da 13.12.2007 tarihinde davacı ..."e satıldığı, ...Asliye Ceza Mahkemesinde açılıp, 2010/410 esas sayılı dosya üzerinden görülen dava neticesinde;...’ın resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmasına, ..."ın ise beraatine karar verildiği anlaşılmış, öte yandan, .... tarafından davacı ..."in de içinde bulunduğu diğer şahıslar aleyhine ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/133 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil istemli olarak açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve kesinleşmiştir. Bunun üzerine tazminat istemli işbu dava açılmıştır
4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulması nedeniyle, kişilerin malvarlığı haklarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Tapu sicilinin tutulması görevini üstlenen Devlet, bu sicile tanınan güvenden ötürü hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir.
Bu nedenle dava konusu olayda, sahtecilik yolu ile elde edilen vekaletname ile taşınmazın davacıya satıldığı, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olup; davacının, dayanağını sahte vekaletnameden alması nedeniyle yolsuz hale gelen satış işleminden sonra, tapu iptal ve tescil davası sonunda ilk maliki adına tescili nedeniyle 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumlu olduğuna ilişkin mahkemenin kabulü doğru ise de davalı ..."a bu aşamada husumet düşmeyeceği, bu davalıya karşı Hazine"nin rücuan tazminat davası açma hakkı bulunduğu gözetilerek, ..."a yönelik davanın reddi gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin emsal karşılaştırması yapılarak belirlenmesi gerekirken, serbest piyasa alım satım rayiçleri gibi genel ve soyut deyimlerle değer biçildiğinden; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3) Hükmedilen bedele yasal faiz yerine reeskont faiz işletilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan ..."dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.