14. Hukuk Dairesi 2013/5411 E. , 2013/7168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
1-Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
2- Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini
istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HUMK’nun 567. maddesi hükmü uyarınca on (10) günlük yasal süre verilmelidir. Yasadan doğan bu süre kesin olup kısaltılamaz ve uzatılamaz. Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosyanın incelenmesinden, dava konusu ... Köyü 182 ada 3 ve 7 sayılı parsellerin paydaşlarından ...’nun davada taraf olmadığı anlaşılmıştır. Sağ ise kendilerinin ölü ise mirasçılık belgesiyle tespit edilmesi gereken mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekirken eksik taraf teşkili ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı ... dava konusu 190 ada 4 sayılı parselde bulunan samanlık, 121 ada 4 sayılı parselde, 182 ada 3 sayılı parselde, 182 ada 12 sayılı parselde, 182 ada 15 sayılı parselde, 183 ada 6 sayılı parselde ve 190 ada 4 sayılı parselde bulunan ağaçların kendisine ait olduğunu ileri sürerek ortaklığın giderilmesi davasında bu hususun dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) arasında ittifak olmamasına rağmen davalı tarafından muhdesata ilişkin çıkarılan çekişme giderilmeden dava esastan sonuçlandırılmıştır.
Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 165. maddesi gereğince bu konuda usulüne uygun süre verilmelidir. Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucunun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre ise; 492 Sayılı Harçlar Yasasının mükerrer 138. maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince 31.12.2009 günlü resmi gazetede yayınlanan Harçlar Yasası"nın Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı bölümünde belirtildiği gibi taşınmazın satış bedeli üzerinden %09,9 harç alınması gerekeceği göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde %09 harç alınmasına karar verilmesi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte yazılı nedenle hüküm sonucunun BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.