Esas No: 2021/10431
Karar No: 2022/2141
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/10431 Esas 2022/2141 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 583 gün gözaltında tutulduktan sonra beraat ettiği için tazminat talebinde bulundu. Yerel mahkeme, davacının talebinin bir kısmını kabul etti. Ancak davacının avukatı, talep edilen tazminat miktarına yasal faiz talebinde bulunduğu halde yerel mahkeme tarafından bu talep dikkate alınmadı. Bu nedenle, davalı vekili ve davacı avukatı temyiz ederek bu kararın bozulmasını istedi. Yargıtay Dairesi, gözaltı tarihinden itibaren yasal faiz talebinin dikkate alınması gerektiğine karar verdi. Ancak ıslah yoluna bir kez başvurabildiğinden dolayı, davacının talep ettiği tazminat miktarlarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğine karar verdi. Bu karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176/2. maddesi uyarınca yapılan bir ıslahla düzeltildi. Kararda, davacının talebinin dayanağı olan kanun maddesi (5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi) ve düzenlemeler ayrıntılı olarak açıklandı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.852,19 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/86 Esas – 2013/172 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 10.02.2009 – 16.09.2010 tarihleri arasında 583 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 31.10.2013 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminata ilk bozma sonrası ıslah ile faiz talebine söz konusu davada, yerel mahkemece son bozma ilamından önce 10.852,19 TL maddi, 33.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, dava dilekçesinde faiz tazminat talep edilmiş olmamasına karşın, 25/06/2019 tarihli celsede davacı vekilinin talep edilen tazminat miktarına yasal faiz talep ettiğinin anlaşılması karşısında, 7251 sayılı Yasa ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 177/2. maddesinde “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü gereğince davacı tarafın bu talebinin davalı tarafa bildirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kabul ve uygulamaya göre de; davacının dava dilekçesinde 30.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği hususu da gözetilmeden, talep aşılmak suretiyle çok fazla miktarda manevi tazminata hükmolunması, davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesinde talep edilen tazminat miktarına ilişkin olarak yasal faiz istenmesine karşın, kabul edilen tazminat miktarın faiz uygulanmaması, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 10.852,19 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde faiz talep etmemesine karşın bozma sonrası 25/06/2019 tarihli celsede talep edilen tazminat miktarına tarih belirtmeden yasal faiz talep ettiği, 10/06/2021 tarhli celsede ise gözaltı tarihinden itibaren faiz talep ettiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 176/2. maddesinde “Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” hükmü gereğince ıslah yoluna bir kez başvurulacağı bu nedenle kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, gözaltı tarihinden itibaren yasal faize hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 3. fıkrasında yer alan “gözaltı tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine” ibaresinin kaldırılarak yerine “dava tarihi olan 14.01.2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine” eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 21.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.