2. Hukuk Dairesi 2019/7404 E. , 2020/3460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından birleştirme kararı, boşanma hükmü ve ferileri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden, davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30/06/2020 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı erkek tarafından, davalı kadın aleyhine Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davasının İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesinin 2014/436 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılaması neticesinde, davacı erkeğin güven sarsıcı davranışlar içinde olduğu, davalı kadının ise herhangi bir kusurunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine, davalı kadın lehine aylık 8.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, davacı erkeğin temyizi üzerine Dairemizin 02.07.2018 tarihli, 2016/19553 esas ve 2018/8375 karar sayılı ilamı ile hükmün tedbir nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiş, tarafların karar düzeltme başvurusu da Dairemizin 11.03.2019 tarihli, 2018/6445 esas ve 2019/2495 karar sayılı ilamı ile reddedilerek, anılan davada kusur durumu kesinleşmiştir.
İstanbul 16. Aile Mahkemesinin 2017/295 esas sayılı dosyasında ise davacı erkek tarafından açılan davada, davalı kadının İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesinin 2014/436 esas sayılı dosyasında sunmuş olduğu cevap dilekçesinde kendisine yönelik ağır hakaret ettiği ve iftirada bulunduğu iddiasında bulunularak Türk Medeni Kanunu’nun 162 ve 166/1. maddeleri uyarınca boşanma kararı verilmesi ve davacı erkek yararına 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesinin 2014/436 esas sayılı dosyasında, bozma ilamı üzerine 2019/289 esasına kayden yapılan yargılama neticesinde, dosyanın İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesinin 2017/295 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesinin 2017/295 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde, davalı-davacı kadının ilk boşanma davasında sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile savunma sınırlarını aşarak davacı erkeğe hakaret ettiği gerekçesi ile davalı kadın tam kusurlu bulunarak davacı erkeğin Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamındaki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı erkek yararına 10.000 TL manevi tazminata asıl ve birleşen davada kadın yararına aylık 4.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
Mahkemece davalı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre tarafların İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesinin 2014/436 esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasından beri fiilen ayrı yaşadıkları, davacı erkek tarafından açılan ilk boşanma davasında davacı erkeğe yüklenen güven sarsıcı davranışta bulunmak kusurunun temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, buna karşın davalı kadına İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesinin 2017/295 esas sayılı dosyasında yüklenen eşine karşı hakaret etme eyleminin sabit olduğu anlaşılmaktadır. Böylelikle de tarafların ilk davada ve ikinci davada kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden, davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, taraflar eşit kusurludur. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafların kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemez. Mahkemece, davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı erkeğin manevi tazminat (TMK m.174/2) isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 2.540 TL vekalet ücretinin davacıya alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 218.50 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2020(Salı)